31 mayıs 1971 de nurhak dağların da katledilen sinan cemgil' in cenazesini teslim almaya gelen babası adnan cemgil, oğlunun katledilmesinin ardından onu ihbar eden köylülere yönelik şu sözleri söylemiştir;
"ben varlıklı bir aileden geliyorum. öğretmenim. ekonomik durumum oldukça iyi. oğlumu en iyi şekilde yetiştirdim. en iyi okullarda okuttum. ülkenin en güzide üniversitesi odtü'de okuyordu. hiçbir şeye ihtiyacı yoktu. ölmese yüksek mühendis çıkacak ve o da varlıklı bir hayat yaşayacaktı. fakat o sizin iyiliğiniz için öldü. bunu bilesiniz diye söylüyorum."
adıyaman gölbaşı ilçesine cenazeyi almaya giden sinan'ın annesi nazife cemgil, çevresini saran kadınlara sinanlar'ı şöyle anlatmıştır.
bu oğlum sinan. bunlar da onun arkadaşları (kadir ve alpaslan), kardeşleri. onlar da oğullarım. bu çocuklar, bu oğullar; bu ülkeyi, halkı, sizleri sevdiler. başka bir istekleri yoktu. her biri birer dehaydı. her biri üstün zekalı birer güzel insandı. dileselerdi, düzenin adamları olsalardı, şimdi burada cansız yatmazlardı. birer milyoner olurlardı. ama onlar, halkı, sizleri sevdiler. sizin sorunlarınızı omuzladılar. size yalan söylüyorlar. onlar eşkıya değildi.
solcu olmak halkın menfaatlerini kendi menfaatlerinden üstün görmektir.
bir programda yalçın küçük çok hoşuma giden bir benzetmeyle açıklamıştı bunu. şuna benzer bir şey demişti: bir alay serseri mahallenin kızını taciz ederken dayak yiyeceğini bile bile kurtarmaya koşmaktır.
yüzeysel çomarların bakış açısıyla değerlendirirsek, baldırı çıplak halktan çaldığı paralarla özel yaptırdığı sarayda keyif çatıp, özel uçaklarıyla fink atan, halktan ağır vergiler toplarken kendisi çaldığı paraları dahi yurtdışına kaçıran sağcı kadar kendini bilmez olmamaktır.
Dünyanın en güzel şeyi olabilir ama Türkiye'de değildir. Üniversitede ne kadar solcu tanıdıysam hepsi aynı tip insandı, aynı tornadan mı çıkıyorlar nedir. Üç masalı beş sandalyeli çay ocağından hallice bir kafede bir liraya çay içip çaktırmadan arkaplanda açtıkları soranlara etnik müzik dedikleri solcu şarkılar içinde, yeşil parkalarının iç cebinden sarma sigara filtresi çıkarıp, fırça gibi olmuş kirli sakallarının arasında dudaklarına tutturup, kararmış tırnaklarıyla tütün saran ama iş hesap ödemeye gelince yoldaş benim çayı sen ısmarlasan diyen tiplerdi. Evleri de kendileri gibi soğuk ve bakımsızdı. Açlıktan bir deri bir kemik kalmış zayıf uzun boylu kirli sakallı tipler işte. Nerede bir yürüyüş var oradalar konu önemli değil maksat bir iki fotoğrafta görüneyim yerel gazeteye çıkayım da soranlara en solcu benim o gün siz neredeydiniz diyebileyim insanları bunlar.
işin özü solcu olacağınıza düz olun, doğru olun, adam olun.