tanım: sözcük durumu tam nasıl karşılar bilmiyorum, hani ayaklarının bastığı yerin kayganlığı açısından en "kaypak" sözcüklerden biri "sol".
çoğumuz sandalye denilince farklı birşey anlamayız, gökyüzü, yağmur, soğuk, ıslak veya kullandığımız binlerce başka sözcük çoğumuz icin aynı anlama gelir, onca yan ve mecaz anlamlarına rağmen. oysa "sol" sözcüğü öyle mi, dünyada, özellikle bu ülkede her kullanıcısı için farklı bir anlama geliyor. ancak "kaypak" bir kelime, her dileyen tarafindan farklı anlamda kullanılabilir.
daha kısa bir süre öncesine kadar, herhangi bir insanin ağzindan "sol" sözcüğü çıktığında, hani bana ait birseyden bahsediliyor diye, söyle dönüp daha dikkatli bakardım. şimdi ise sol sözcüğü ile aramda en ufak bir yakınlık hissetmiyorum. dünden bugüne düşündüklerim mi değisti? elbette coğu kimse dünden bugüne bir ton düsüncesini değiştirir, kendimden bahsedeyim, soyle bir tartiyorum kendimi, dunyaya bakis acimda en ufak bir degisiklik yok. peki buna ragmen, dun benim dedigim bir sozcukten, bugun neden kendimi o kadar uzakta hissediyorum?
cevabini biliyorum aslinda, soyledim, "sol" kaypak bir sozcuk ve aslinda bugun icin türkiye'de artık hiç birsey ifade etmiyor.
şöyle sagina soluna bakiyorsun, alem solcu!
kendisinin tek varlik nedenini kurtlerden nefret etmek olarak ifade eden turk solu gibi cevreler kendilerine solcu diyor. bakiyorsun ergenekon davasinda terorden yargilananlar kendine solcu diyor. bakiyorsun butun dunya felsefesi sadece kemalizmden olusan birey kendine solcu diyor. bakiyorsun antiemperyalizmi yabanci dusmanligi zanneden birey kendine solcu diyor. bakiyorsun illa milliyetcilik diyen kendine solcu diyor. irkciliktan, milliyetcilikten nefret eden kendine solcu diyor. bakiyorsun proleteryanin diktatorlugunu hedefleyen kendine solcu diyor. bakiyorsun bu ulkede insan haklari gibi bir kavramin varligindan sikayetci olanlar kendine solcu diyor, insan haklari konusunda oldukca duyarli insanlar kendine solcu diyor. kendine solcu diyen daha fazla cinsten adam sayacak olan kendine solcu diyor, boyle bir listeden bikkinlik duyan kendine solcu diyor.
yeni bir sol mu lazim?
niye liste yeterince uzun gelmedi mi?
simdi bu noktada, asil hakiki solcular sunlardir, otekiler sunlardir tarzindaki bir cozumleme kimin ne isine yarar? sol uzerine girilecek onca tartisma kime neyi ifade eder? herkesin soldan anladigi farkliyken, sol uzerine sorulmus bir sorunun cevabi en fazla kac puan eder?
herkes ama herkesin bu kaypak sozukten kurtulma hakki var!
begendigim begenmedigim, taraf oldugum - karsi oldugum, ovdugum-yerin dibine batirdigim her ideolojinin kendini bu kaypak sozcukten muaf tutma hakki var. butun bu ideolojilerin kendini anlamlari herkes tarafindan daha net olarak bilinen, sinirlari belli kemalizm, sosyalizm, milliyetcilik , komunizm , sivil itiatsizlik , anarşizm, ırkçılık, sosyal demokrasi gibi kelimelerle ifade etme hakkı var. bu hakkimin var oldugunu düşününce "sol" kelimesi bana öyle bir soğuk geldi ki?
"her şeyi anladım da o "l" harfi neden büyük" dedirten gazetedir. kurucusu ergenmiş zannediyorum. aslında gazetenin ismini uff sanane be slk koyacaklarmış ama harf fazlalığı olmasın diye böyle bir düşünceye girişmişler. tebrik etmek gerek. *
bir gazete.
sanırım tkp çizgisinde yayın yapmakta. bugün elime geçti; üniversitede yaşanan iktidar- polis baskısından bahsediyordu iç sayfalarda bir yerde.
tkp ben ve benim gibiler için sip döneminden beri iyi tanınan bir grup. birden aklım; 97-98 yıllarına gitti. öğrenciler o zaman da copla yola getiriliyor, biber gazı yiyor ve gece vakti evlerinden alınıyordu. tkp nin babası olan sip o dönemde ne mi yapıyordu? özel rektörlük izinleri ile "türbanın neyi örttüğü" konusunda öğrencileri bilinçlendirmek için tüm türkiye üniversitelerinde stand açıyordu.
herhalde balık hafızalı oluşumuza güveniyor bazı arsızlar. biz sizin cemaziyelevvelinizi de biliriz; yök yalakaları.
sıvı içinde katıların dağılmalarından oluşan "kollodial" sistemlere sol denir.
kolloitten kasıt dağılan fazın gözle görülmeyecek kadar küçük olmasıdır aksi takdirde süspansiyon olur.
konya'nın merkezinde tanıtımı yapıldığını görünce şaşırdığım gazete. zaten tanıtım yapıldıktan sonra alan yobaz kişileri gazeteyi hemen yırtıyor ya da yere atıyor. en son dayanamadım gittim yanlarına yobazlığın başkenti konya'da nasıl böyle bi işe girişiyorsunuz falan gibisinden. adamlar da zaten bizim burda tek sorunumuz güvenlik o yüzden sürekli bir bütün gibi dolaşıyoruz falan. biraz muhabbet ettikten sonra numaralarımızı verdik birbirimize. ama ikimizden de bi adım atmadık daha.
bazılarının kendinden olmayanlara "koyun, aptal, sürü..." diyerek siyasal anlamda yer aldığını sandığı taraf. ancak asıl aptal onlardır, solculuk bir din olsaydı; bunu diyenler aforoz edilirdi.
türkiye'de siyasi olarak var olmayan şey. var olanlar da pkk'nın özgürlük, barış ve kardeşlik dağıttığını zanneder. bu toprakları, bu bayrağı ve bu insanları sevmezler.
"...
dirliğim düzenim
dermanım canım
solum, sol tarafım imanım dinim
benim beyaz unum ak güvercinim
bilirim bilirim kardeş
gelen gündedir. "
(bkz: sol geliyor)