- sokarım lan böyle işe, sıkıldım!
+ tamam abi ben yazarım, hemen hiddetlenme.
- he şöyle, adam ol canımı ye. bundan sonra sana eflatun diyeceğim.
+ eyvallah abi, saygılar.
+lan köle, bak şimdi bu geometri sorusunu çözdün çözdün, çözemezsen y*rra yersin abicim.
-beyim ben matematik bilmem.
+ben anlamam, çözeceksin. lan pale, öğrenci diye aldık yanımıza, az süslü yaz şunları.
-tamam hocam.
+sen de çöz ulan şu soruyu, s*kicem feriştahını şimdi.
platon eserlerinde bir sahne çizer. anlatmak istediklerini sokrates'in fikirleriymişçesine sunar. kaldı ki platon; descartes, heidegger ya da nietzsche gibi düz yazı yazmaz. sokratik ironiye dayanan diyaloglar yazar. gençlik eserlerinde sokrates etkisi barizdir ama olgunluk ve yaşlılık dönemi eserlerinde her ne kadar hala sokrates'i konuştursa da, kendi felsefesini anlatır aslında.
yani adamımız platon kalkıp da elinde kağıt kalemi alıp, sokratesin söylediklerini yazmamış sekreter gibi. zaten öyle olsa 'bütün felsefe tarihi platon'a düşülmüş bir dipnottur' der miydi koskoca whitehead?
ya bi de 'sokrates in kitapları' ne demek azizim? konunun fersah fersah uzağında olunduğu bu kadar mı bağıra çağıra belli edilir?
felsefenin önemli isimlerinden olan sokrates felsefesini pazarlarda, sokaklarda, halk ile konuşarak yaparmış. bu nedenden dolayı sokrates ile ilgili yazılan eserlerin tamamı platon a aittir.
