devletimizin bu insanlar çok geziyor yürüyor arada sırada evde hep beraber otursun,mısır patlatsınlar,televizyon izlesinler de ailedeki insanlar birbirlerini görsün diye kimi zaman sayım,kimi zaman darbe v.b bahanelerle vatandaşlarına geçtiği kıyaktır
12 eylül sürecinin unutulmazları arasında yer alan, bir daha benzeri hadiselerin yaşanmaması için elden gelen her şeyin yapılmasını gerektiren bir demokrasi ayıbıdır.
öyle büyük hicran ki
cam çerçeve bırakmıyor
kırdı kapıları döküldü sokağa
havada yangın kokusu
itfaiye sirenleri
uzaktan uzağa
öyle büyük hicran ki
telefonlar devamlı meşgul çalıyor
trafik durdu
çarşılar darmadağın
çığlıklar geçiyor karanlıktan
camlarda sinsi bir titreme
boğuk bir uğultu
yeraltından
borular patlamış sular
vahim bir tenhalığa akıyor
öyle büyük ki hicran
zincirleme
elektrik kontakları
şerareler dökülüyor sokak lambalarından
ceryanlar kesildi
gözden kayboldu şehir
sanki siyah bir denize batıyor
ayak sesleri boş meydanlardan
hoyrat kanatları
yukarda bir helikopterin
o ihanet sessizliğini
par
par
parçalıyor
gazi üniversitesi tiyatro kulübü tarafında, samsun ondokuz mayıs üniversitesi tiyatro şenlikleri kapsamında bugün oynanan oyun.
oyunculuklar enfesti ancak oyunun genel anlamda (sıkıcı teksler, sıkıcı sahneler, konunun olmaması, diyalogların uzatılması gibi) kötü olmasının sonucu ortaya ne yazık ki uyuklatan bir oyun çıktı.
salon resmen uyudu.
80 ihtilali'nde küçük çocuklar için geçerli olmayan yasaktır. Bir aile geleneği olan küçük çocukların ekmek almaya gitmesi geleneği, olağanüstü ve insanların yaşam sınırlarını kısıtlayıcı bu ortamda çok işe yaramıştır. kardeşin kardeşi vurduğu o zamanlarda ekmek almaya giden 6 yaşındaki çocuğa ne asker, ne polis, ne sağ, ne sol kimse bir şey demezdi.
gerçekten ilginç bir uygulama. zamanında çok yapılmış sıkı yönetim zamanlarında vesair. bok mu yiyecek acaba o insanlar evde oturarak ve bu nasıl bir saçmalıktır da saatlerce, günlerce adamları dışarı çıkarmıyorsunuz.