çıkamayan değil, çıkmayan nesildir. bir nevi teknoloji köleliğidir. tamam teknoloji insan hayatının olmazsa olmazıdır; lakin sosyal hayattan soğuyacak, dışarıya çıkmayacak kadar insan kendini kaptırmamalı ve ihtiyacı olduğu ölçüde kullanmalıdır. fiziki bir rahatsızlığı yoksa bir insanın sokağa çıkmasından herhangi bir engel yoktur. gezin sevgili dostlarım, gezin, eve tıkılıp kalmayın.
eskiden sokaklarımız cıvıl cıvıl, duvarlarımıza vuran futbol topları, su tabancalarıyla birbirini ıslatan, mutlaka kovayla su getirip milleti ıslatan ufak piçlerimizin bağırış çığırışları vardı. Tesisat borusuyla birbirine iğneli kağıt atan, kapı önünde taso, oyuncu kartı oynayan, misket üten, beyblade çarpıştıran çocuklar vardı. Artık yoklar, bilgisayara kitlenmişler.
çocuğu olan yazarlarin daha sağlıklı bir açıklama getirebileceği durum. kendi adima konuşursam henüz 20 yaşındayım ve haliyle cocugum hatta eşim bile yok. bizde çocukluğumuzu sokaklarda geçirdik ve bence de çocuklarım evde esir olacağına sokakta oynamlalilar. tabi ilerde çocuk falan olursa böyle dusunmeyebilirim çünkü sokaklar gerçekten artık çok riskli. dediğim gibi çocuğu olanlar duruma daha sağlıklı bir açıklama getirebilir diye düşünmekteyim.
gerek şehir yaşamı gerekse sokakların eskisi kadar güvenilir olmamasından mütevellit ailesi tarafından eve kapatılıp bir nevi küvez hayatı yaşamak zorunda bırakılmış pre adolesan isyanı. oynatmayın şu bilgisayar oyunlarını,çıkarın efendim çocukları salın bağa bahçeye. ne zararını gördük ki biz.