yıllar önce bir binbaşı arabası ile şehir merkezinde ilerlerken birden önüne yaşlı bir kadın çıkar. kadının hareketlerinden acil bir durum olduğunu anlar adamcağız ve durdurur arabasını. yaşlı kadın kızının hamile olduğunu ve doğum yapmak üzere olduğunu söyleyince adam hemen hamile kadını ve annesini alıp hastaneye yetiştirir. ve hastaneye gider gitmez doğum gerçekleşir.
hastanede çocuğun doğum kaydı yapılırken doğum yapan kadının annesine çocuğun babası sorulur. kadın inanılmaz bir pişkinlikle kendilerini hastaneye yetiştiren adamcağızı gösterir. adam itiraz eder ama nafile, kadın kesinlikle geri adım atmaz. olay babalık testine kadar varır. zavallı adamcağız yaptığı iyiliğin bedelini böyle aşağılık bir tavırla geri öderken, babalık testinden gelen sonuç adamcağızı hayretler içinde bırakır.
raporda doğmuş olan bebeğin ilgili kişi ile herhangi bir kan bağı bulunmadığı gibi; babalık testine muhatap olan kişinin de çocuk sahibi olmasının mümkün olmadığı yazmaktadır. adamcağız şok olmuştur. çünkü üç çocuk sahibidir. rapora inanmaz ve başka bir hastaneden yeni bir rapor çıkarır ama sonuç değişmez.
adam nefretle karısına durumu anlattığında karısı ilk iki çocuğun adamın iş arkadaşından olduğunu ama üçüncü çocuktan emin olamadığını söyler.
sonuç yıkıcıdır ama bu dünyada hiçbir şeyin gizli kalmadığı da bir gerçektir.
(bu olay yaşanmış olup, doksanlı yılların başlarında hürriyet gazetesinde de yayınlanmıştı)
