yırtık pırtık elbiseleriyle duvarların kenarlarında gece-gündüz oturan kişidir.
Geçen sene, 19 yıldır yaşadığımız ve bu sokakta bulunan o dilenci amca ilk defa dikkatimi çekmişti. oturdum balkona elimde kahve vardı o da kaldırım taşında oturuyordu çöpün kenarına asılan poşetten bir ekmek aldı ve onu yemeye başladı. kahvemi masaya bıraktım o an ve seyretmeye devam ettim. bu güne kadar hiç onun yerine koymamıştım kendimi.
tatlı bir iştahla yiyordu o ekmeği, belki de günlerden boğazından bir şey geçmemişti. taze bir ekmek aldım içine salam kaşar domates koydum sıcak bir tost yaptım onu, yanına da ayran yaptım indim aşağıya. geçtim karşısına beni görünce utandı sanırım, üstüne eski bir battaniye çekti.
-Bakar mısın? dedim.
- Efendim, dedi.
- Bunları senin için hazırladım dedim ve uzattım elimdekileri.
- sağol ama benim ekmeğim var Allah'a şükür dedi.
Tüm ısrarlarıma rağmen kabul etmedi. ben yine de bıraktım yanı başına ekmekle ayranı. gidiyordum dayanamadım geri döndüm. oturdum yanına.
- adın ne dedim.
- hüseyin dedi.
- kimsen yok mu senin dedim.
- vardı zamanında herkesim. annemde, babamda, sevdiğim güzel bir kız da ama sonra... sonra herkes gitti tek tek, ben kaldım bu sokakta bu kaldırım taşında 25 senedir tek başıma, dedi.
sonra kalkıp koşa koşa eve gittim. saatlerce balkonda onu izlemeye devam ettim. her akşam biz balkonda yemek yerken o da kaldırım taşında oturur kafasını yukarı bile kaldırmazdı. sonra kış geldi. bir kez daha dikkatimi çekti bu dilenci. o eski yırtık pırtık battaniyesinin altında titreye titreye karşılardı karın içinde o ıssız geceleri.
bir gün onu gezerken gördüm. 3-4 yaşlarında bir çocuk annesinin elini bırakıp dilenciye doğru koşuyordu sarılacaktı belli ki ve o dilenci açtı kollarını. tam sarılacaklardı ki çocuğun annesi bir hışımla tuttu yavrusunun kolunu ve tokat ata ata yolunu değiştirdi. ilk kez gördüm dilencinin ağladığını. hıçkıra hıçkıra ağladı. yerine oturdu kapandı kollarının arasına ağladı. kalkmadı...
ve taşınırken o sokaktan son kez el salladım ona. el salladı bana gözleri yaşlı bir şekilde.