eski ev arkadaşlarımla yürüyorum görüklede.anıları yaşıyoruz tekrar.bir cadde düşün bin kişi var yürüyen.bir ibne düşün binkişinin arasında birini ıslık sesiyle çağırmaya çalışıyor.tanıdığı ıslığı duyunca dönüyor tamam da geriye kalan 999 kişiden yediği küfür umrunda olmuyor.
yoldan geçen peyganber olabilir lan dallamalar,herkese ıslık çalmayın!
dalgınlığımı baltalayan karın ağrıları.sen, ben, biz, siz, onlar hangimizin küfretmediği adamlar bunlar. ulan evimin salonunda allahın belası televizyon, sokakta siz! bırakın ağır ağır yürüyeyim, yürümek benim için kalbimin ritmini ayarlamak demek. an geliyor dalmak istiyorum, derin derin oflar çekip yitik hafızamla bir sezen aksu şarkısı söylemek istiyorum, güneş koyu tonlardaki tişörtümü ışığıyla ezerken, sırtım ısınsın istiyorum. nisan yağmurlarını bekleyen kalabalıkların dizildiği balkonlara ayıp ediyorsunuz.'' gençler dağılın hadi.'' demeyecek nasıl olsa kimse. köpekler gibi utanıp kaçmak ise içinizde hiç yok. kafamı çevirip bakmam belki ama içimden kesin küfrederim size. yalnız size değil, beni derinlerden alıp çıkaran herkese ana avrat dümdüz giderim, bu bir düşü parçalama! belki ıslığı yakalayamayacak kadar sağırım ama küfretmeyecek kadar kibar değilim. evet ben de severdim terasımızdan kızlara ıslık çalmayı. yukarı bakmalarından korktuğum için soğuk fayanslara uzanırdım, öyle ödüm koparak.bakın ulan mahçubiyete!
obsesif kompulsif teşhisi koymuşlar, ''sen hakkaten hastasın'' demişler, o benim sabahlara kadar çay bardağı büktüğüm, dinmek bilmeyen muhabbet yağmuruyla bütün şehri ıslattığım, tencerede menemen kaşıkladığım adama. hayat bu belli olmuyor, herkes birbirini kaşıklayabiliyor. ben çatal kullanmayı sevmem, özer çok iyi bilir. kanatmaktan korkarım dilimi. çayı 3 şekerli içerim, şeker zarar verir. restoranta gitmem burjuvazi tiksindirir. gece yarısı başımı ellerimin arasına alıp ''ne biliyim ya.'' diyenlere çok gülerim, bizim özer şahit. tabağı sünnetleyene kadar çalarım, o da benim için hüner. güneş bir heyecandır, geceyse sevgili; ikisi bir arada olmazsa deliririm. kabak tatlısını sevmem ama ıspanak yoğurtluysa yerim. yine de birisi ıslık çalarsa diye hep tedirginim. ses şuurumu bozar, hele ıslık sebepsizse ellerim soğur üşürüm....
yoldan geçen peygamber olabilir lan dallamalar, herkese ıslık çalmayın!