-neler yaptın bugün nuriye ?
-sokağa çıktım bey, alışveriş yaptım. koşa koşa eve döndüm yemek yapmak için. gel mutfağa, yiyelim.
-eline sağlık nuriye. değişik bir tadı var bu yemeğin.
-bir büyük baş soğanı ınce ince kıydım bey. etleri de marine ettim. orta ateşte yarım saat pişirdim.
-ben yatak odasına gidiyorum nuriye. uzanayım biraz.
-haydi bre aslanım be, koçççum benim. kocaların en tatlısı. kocccişşkoların kocişkosu. yedin yemeği, aklına başka şeyler geldi di mi ? çaaaaappppkıııınnnn !
+ pardon hanımefendi bakar mısınız? burdan kadıköy'e nasıl çıkarım acaba?
- hanımefendi mi? beni sokakta gördünüz ve hemen aklınıza hanımefendi olduğum geldi öylemi?
+ şey..kadıköy??
- bir dakika bir dakika!! demek mutfakta görseydiniz aşçı diyecektiniz. peki ya yatakta görseydiniz? o zaman orospu olacaktım değil mi? yani siz bana açık açık orospu dediniz şimdi.
+ hanımefendi çok afedersiniz ama sizin kadar çirkin bir kadını yatakta dilim tutulur ve cümle kuramazdım tahminimce.
- ama! ama! önce beni mutfakta görseydiniz. çok güzel yemek yaparım ben..
bir hanımefendi bir aşçı ve bir orospu ile evlenilerek daha marjinal bir çözüm getirilebilecek durum. kimseden numara yapması istenmez ki değişik tatların tadılmasını da sağlar icabında . ha şimdi hanımefendi karı iyi yemek yapamaz ve iyi oynaşamazsa pat geçiyorsun diğer ikisine oooh çekip dışarı çıkacağın zaman alıyorsun hanım ı olay bitiyor.
ben seni öyle sevdim, öyle sevdim
ben seni öyle sevdim, böyle mi sevdim
sıkıştırıp tıkıştırma beni depolaştırma
duygularım yok oldu, yüreğimi nasırlaştırma
beni demoralize etme, depolitize etme
her işten kaçar oldum, illegalize etme!!
sokakta hanımefendi mutfakta aşçı yatakta orospu misafir odasında misafirperver çocuk odasında anne tuvalette kadın salonda karım merdivende inici yolda koşucu minübüste binici yeri geldiğinde inici bazen itici bazen çekici. *
- sokakta hanımefendi,
- mutfakta aşçı,
- yatakta, arzu dolu ve yılların tecrübesiyle bezeli bir fahişe kıvraklığında
olmasını neden istemesin ki? burada tek sorun, kadının, 'yılların tecrübesiyle bezeli bir fahişe kıvraklığında olma' becerisini nasıl kazanabileceği konusudur ki, bu işler teorik bilgi ve tarifle olmaz, yaşayarak tecrübe gerekir.