Hortumla halının üzerine su tutulur, Arap sabunu ahşap fırçalarla halıya yayılır. Sonra halı bir güzel fırçalanırdı. En son da çekçek süpürge ile halının üzerindeki sular çekilirdi. Çıplak ayakla halıda çıp çıp dolaşmak terapi gibiydi.
dışarıda yapılmaması gereken bir eylemdir. daha uygunu balkonda yıkamaktır benzer örnekleri çoğaltacak olursak balkondan aşağı sofra bezi, halı gibi cisimleri silkmek, sokakta araba yıkamak vb.
köyde yün yıkamak kadar eğlenceli değildir. ah o yün yıkamak. böyle koyarlardı leğenlere, iyice yıkansın ve benim de canım sıkılmasın diye çıkarırdım ayakkabılarımı girerdim leğene bir güzel ezerdim onları. foş foş sesleri de cabası. hey gidi günler hey.
çocukluğumuzun en büyük eğlencesidir belki de. mahallenin kocakarıları temizlik derdine düşmüştür biz çocuklar kızlı erkekli eğlence derdindeyizdir. saldırırız halılara çıkarırız ayakkabıları ve eğlence başlasın.