şarttır amına koyim. sen oğlunun çükünü kestirecen , davul zurna çaldıracan benim ne kabahatim var amk. ertesi gün işe gidecem belki, hastayım amk, kafamı niye sikiyorsun. akşam işten evime dönücen, o ne? sokak kapalı. çöp bidonuyla barikat kurmuşlar amını sikim. sikerim sizin eğlence anlayışınızı. düğün salonu diye bişey var siktirin gidin orda tepinin.
buradan tüm komşularıma sesleniyorum;
yıllarca bahçe katı evimin tam da bahçesinde düğünler yaptınız kiminizin pipisi gitti kiminizin kızı, kiminizin oğlu.
düğününüzün değerli misafiri kel, göbekli amca odamın her perdesini açtığımda karşımda duruyordu. gündüz gözüyle perdelerimi kapatıp bekledim.
kpss, öss gibi hazırlıklarımın bazı günlerinde ankara havası oynayarak test çözdüm.
zılgıt eşliğinde antibiyotik içtim.
kurban bayramlarında gözümün önünde hayvanları kestiniz, bahçe mezbaya döndü ben kurban vejiteryanına.
bu sizin adetinizdi, sizin törenizdi, töreninizdi. biz her düğünde sizin oralı olduk.
en büyük hayalim, evlenirken o bahçeye 2 metrelik iki amfi koyup size sad but true yu inlete inlete çalmak, dinletmekti.
zaten yasak olan ama uygulanmayandır. bir akşam sokak düğününü şikayet etmek için aradığım 155' e cevap veren kadın memurun açıklaması aynen şu şekilde olmuştur.
-bu sokak düğünlerine saat kaça kadar izin veriyorsunuz? *
+sokak düğünü yasak beyefendi.
-peki bu sesi duyuyor musunuz?
+tamam gelip müdahale edelim.
geldi polis amcalar. devriyesini attılar, düğün sahipleriyle konuştular ve gittiler. devamında...
öncelerde bana neşeli görünen bir okadarda mahalle insanına mutluluk getirdiğine inandıgım eylemlerdir. ancak işin boku şu zamanda ortaya çıktıki çingenlerin hergun hergun hergun ve hergun dur durak bilmeden devam eden düğünleri oyunları kafa ütülüyor artık hal çaresi budur.