Bu insan ben oluyorum nice melankolik günlerimde.
Tanrının ipek gibi işleyerek hatta kendinden de bazı parçaları katarak dünyaya adeta huzur katması için yolladığı bembeyaz karların altında mutlu mesut yürüyen insanlara baktıkça onların aralarında bulunmaktan rahatsızlık duymaya başlıyorum.
Tanrı kime ve neden bu denli kızdı da beni böyle yarattı acaba diye düşünüyorum.
Hikâyelerimle sıktığım, anlamsız bakışlarım ile yok yere düşündürdüğüm insanlar.
Hâlbuki ne kadar da güzel yaşıyorlar hepsi hayatlarını.
Nice kural ve sorumluluğa rağmen birbirlerini sevebiliyorlar.
Oysa ben biraz sıkıya gelsem aynı ortamda bulunduğum herkese zehir saçarım.
Eskiden öte sinemalara yalnız giderim çünkü önem verirdim her repliğe.
Yanımdaki dangalağın gereksiz bir yorumu ya da sorusu yüzünden kaçıracağım bir cümle belki benim için bütün filmin akışını değiştirecek bir cümle olabilir diye. ikinci Bahar diye bir dizi vardı hatta.
Nice akşamlarımızı birleştiren, ailecek izlediğimiz.
Bir gece vakti yıllar sonra kulaklarıma geldi müzikleri.
Bu sefer hava buz gibiydi ve yalnızdım.
Özledim annemi hatta giydim hala kokusu üstünde olan hırkasını ve çıktım sokaklara.
O sokağın en mutsuz insanıydım o gün.
Sevgililer ay ışığının altında sevgi gösterilerini yaparken ben özlenenleri yâd ediyordum.
Hak etmememe rağmen kırdığım ve bir arada olduğum insanları geçirdim zihnimden ve tekrar kendime acıdım.
Çoğu kez ayna denilen o yerde yaşayan adamı çok yakışıklı ve kasvetli bulurdum fakat o gece her şey farklıydı.
O gece geçen en güzel ve tasasız yılların kokusu bürünmüştü her bir tarafıma ve bu koku beni hiçsizliğe yöneltmişti. ikinci Bahar diye bir dizi vardı.
Ali Haydar Usta çok sevdiği Hanım Hanıma kendi şivesiyle ve bütün içtenliğiyle '' Sana sevdalıyım. Yüreğim yanıyor. içim tutuşuyor. Benimle evlenir misin? '' dediği sahne geliyordu aklıma ve yeni nesil ilişkilerini düşünüyordum.
Bir yandan acıyorum 90 kuşağına bir yandan da kızıyorum hepimize.
Çok hayalim vardı benim hatta ben her şey olacaktım.
Babam gibi idealist bir yapıdaydım fakat hayat gözümün ışığını daha 16 ' tımda almıştı benden.
O gün o sokakların en mutsuz insanıydım sanki hayat daha yeni başlamıyormuşçasına.
Gereksiz bir melankoli vardı her yanımda.
Sanki çok şey yitirmişçesine...