"Küçük bir kızken Orhan, saçlarım sapsarıydı. Hep otobanları ve tren istasyonlarını aradım. Bulamadım. Kent adlarını aradım..; yok,yok, yoktu. Öyleyse ''ayrılıklar da yok'' diye kandırdım kendimi."
sessizlik öğreniliyor. sessizliğim belli oluyor. bir şey donup kalıyor yüzümüzde...; bu güne dek kimseyi sevmemiş olmaktan ve artık sevememekten korkuyor. sessizliğin oyunu............... burası neresi.........
yatağımın yanındaki yağmur sesi. kaloriferin içindeki çıtırtılar...,çamur tadı..
senle buluşacağımız bir kış sabahı olacak mı. şimdi hissettiğim kendi kirpiklerimin tutsağı olduğum. senin sorularının, senin cevaplarının tutsağı.
"zaman kırılmayan ayna. bir de sırtımda gezinen sessizlik..
sar bedenimi ; kitabımdaki son paragrafta uyuyayım. o senin en sevdiğin kitap olsun. bırak o korkunç şiirler okusun alnımızı. bu kadar kırılmışken ve hala kırılabilecekken bırak sayfalar onarsın bizi. hala ilk günkü kadar yakınım sıcak mürekkebe. aşk senin kadehinde bakışımı delip geçerken anladım............ camdan bulutlar altında yattığımızı.., yağmur yağarsa ölebileceğimizi...."
umay umayın diğer kitapları gibi bulması oldukça zor, isteyenler d&r'a bir göz atmalı gene de...