sokak müzisyeni

    1.
  1. 8.
  2. çalmadan çırpmadan, haysiyetleriyle para kazanmaya çalışan yetenekli insanlardır.

    biraz önce evin önündeki sokakta akordeon çalıyordu biri, muhtemelen karısı ve çocuğuyla. kırkbeş dakika çaldı, harçlığımın yarısını verdim. tebrik ederim çok güzel çalıyor dedim. kadın paraya bakmadan alıp öyle bir gülümsedi ki.

    bu gün güzel bir gün olacak, bu da nişanesiydi vesselam. umarım tekrar gelirler.
    1 ...
  3. 4.
  4. şöyleleri makbuldür**;


    1 ...
  5. 4.
  6. moda bahariye de sıkça rastlanır bu harikulade insanlara. bir fırsatım olmadı ki durup uzun uzun dinleyeyim..
    1 ...
  7. 3.
  8. severim kendilerini; cesurdurlar.

    küçükken babam japonya'da sokakta keman çalarak para kazanıyorlar demişti de ergenliğe kadar japonya'da keman çalarak para kazanmanın aynı zamanda japon bir aileyle sığıntı yaşamanın hayalini kurmuştum. neyse kısmet değilmiş...*
    1 ...
  9. 11.
  10. kent yaşamının tek düze uğultusunu bir nebze olsun renkelendirmeye çalıştığı için öpülesi kişi.--öpmek yerine cebinizdeki bozukluklar da olur.
    1 ...
  11. 5.
  12. istanbul'da çalmalarına engel getirilmiş kent ozanı adayları.
    0 ...
  13. 5.
  14. 6.
  15. 7.
  16. yurtdışında çok ciddi bir iştir. atılan bozuklar gün sonunda gayet hatrı sayılır bir gelir getirir. çalanlar da işin ehlidir. önemli caddelerde belediyenin tahsis ettiği köşelerde makbuz ve izin belgesi karşılığı belli saatler müzik yapılabilir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük