Şüphesiz ki ya okul çıkışında, ya iş arasında fırsatını bulup bu eşsiz kültürü yaşamış olan nesildir. lahmacuncu abi, o sepeti açar, içinden buram buram soğan kokan buğulu, bol hamurlu az malzemeli lahmacunu çıkarır, iki tanesini üst üste koyar, plastik bir leğenden soğan çıkarır akabinde de domatesten ince ince kesip dürüm yapar, tümünü gazete kağıdına sarar ve verirdi. özledim. evet.
Yaşlılığımızın yüzümüze vurulmasını “efsaneleştirme” olarak adlandırıp yumuşatma çabasına girenleri kın kın kınayarak, bağışıklık sistemimizin güçlenmesinin önemli adımlarından biri idi sokak lahmacunu. Fast food kavramının dibini gören icaddı.
ah be ibrahim abi ah dedirten ve lahmacunun tadını damağıma getirmiş olan başlıktır. akşamları satamadığı lahmacunları 3 er 3 er sarar sokak maçı henüz bitmiş olan bizlere sarar verirdi. dürüm ağaç dalı gibi olurdu tabi 90 ların hemen başından bahsediyorum o zamanlar bu kadar malzemeden çalma yoktu 1 lahmacun tencere ebatlarında idi neredeyse..
eskiden çok vardı. o yuzden en güzel yapanı seçebilirdik. şimdi sayısı çok az. olanlarda azıcık dahi kıyma koymuyorlar. baharatı soğanı domatesi basıp kağıda sarıyolar. yeniler eskiyi hatırlatır.
tadını şu an hiçbir yiyecekte bulamadığımız lahmacunlardır.
evet, şimdi her köşe başında lahmacun yapan, pide yapan dükkanlar var.
ama hiçbirinde bu sokak lahmacununun tadı yok.
hele içine koyduğu soğan ve üzerine az pul biber ve tuz.
ağzımın suları aktı yeminle.
"olsa da yesek" diyeceğim ama yok ki, bulmak imkansız o tadı...
sanayiye arabayı götürdüğümüzde -ki kendisi iki haftada bir usta eline değmek isterdi- babamla seyyar arabada lahmaç satan dayıyı illa ziyaret ederdik. ayakta yemeli ayranlı falan.
bunların sokak aralarında gezeni de vardı ama hatırımda hep o sanayi sitesindeki dayı kalmış.
birde bombili tavuk dönerci var. o konuya giremiyorum gözlerim yaşlı. hey gidi pazar günleri. bir de şimdikilere bak.
Eve giriş saati, akşam ezanı olan, " müsaitseniz, annemler bu akşam size gelecek" diye komşuya gönderilen, salçalı ekmek sevdalısı nesildir aynı Zamanda.
Satıcıların dürüst olduğu, et diye, eşek Eti yemediğimiz günlerdi.
O sokak lahmacunlarını, Löööpp lööööppp götürürdük de, bi kere de cırcır olmazdık beee!
Bir de lezzetliydi ki...
beyaz tahta bir şeyle taşırlardı bu lahmacunları, kıyma yerine soğanı basarlardı, o zamanlar çok güzel gelirdi gerçi yedikten sonra midedde fena bir yanma olurdu ama olsun.