Önemli bir gerekliliktir. ilgili kanun bu yönde değişmeli ve bu iş politikaya dibine kadar batmış belediyelere değil tarım orman bakanlığına verilmelidir.
Erdoğan halk güvende yürüsün diye bu işe yatırım yapar mı sanmam umursamaz. Her zamanki gibi başkalarinin üzerine havale eder kenardan güler.
Ama damadının tezgahından siha satılacaksa kalkar Endonezya ya bile gider. Orası ayrı tabi.
Başıboş köpek sorununun tek gerçekçi çözümüdür. Belediyelerle de bu iş olmaz.
ilgili kanun Başıboş köpeklerin itlaf edilmesini icbar edecek şekilde değiştirilecek, görev ve yetki de belediyeler yerine tarım orman bakanlığına verilecek. Sokak itlerini toplanmasına engel olmaya çalışan provokatörlere de kolluk kuvvetleri müdahale edip işlem yapacak. Tek çözüm bu.
söz konusu olmayacak durum. sadece tehlikeli köpeklerin toplanıp barınaklara alınması gerekiyor. ötesi düşünülemez. kaldı ki bütün sokak köpekleri tehlike içermiyor. lütfen hatalı genellemeler yapmayın.
Kimsenin gerçekleşmesini beklememesi gereken ağır öneri. Kaldı ki tüm sokak köpekleri tehlikeli değildir. En uç çözüm barınaklardır. Tartışmaya kapalıdır bu.
bütün dünya hayvanlardan nefret ediyor. bütün dünya salak bir türkiyedeki hayvan severler akıllı. sokaklar köpeklerin yaşam alanı değildir. insanların yaşadığı her yer yalnızca insanların yaşam alanıdır. sahiplenilmeyen bütün köpekler uyutulmalıdır. çok köpek seven varsa alsın evde beslesin. bakalım kaç tane köpek alabilecekler evlerine. ondan sonra da apartmanda rahatsız olanlar şikayet edip kendilerini insan yaşam alanlarından sürüyor mu sürmüyor mu hep beraber izleyelim.
köpekler, dünya üzerinde en çok insan öldüren 3. hayvandır (1. sırada sivrisinekler, 2. sırada da zehirli yılanlar var) yani insanlık adına büyük tehlike teşkil etmektedirler. modern ülkelerde, sokakta başıboş köpek diye bir sorun yoktur. sokakta eskaza köpek bulunursa profesyonel ekip tarafından yakalanır, barınağa götürülür, 10 gün sahiplenilmesi için bekletilir, 10 gün içinde sahiplenilmez ise uyutulur.
zalimce geliyor kulağa ama aslında düşününce asıl zalimliğin, bu hayvanların sokakta sersefil bir hayat sürmesini istemek ve bu sefil hayatlarını sürdürmek için uğraşmak olduğu anlaşılabilir. sokaklarda yaşayan başıboş köpekler, insan ve başka canlılar için de tehlike arzettikleri gibi, kendi yaşamları için de aslında bu zor hayatı yaşamaaya zorlanmaları insancıl değil. yiyecek bulma mücadelesi, arabaların altında ezilmeleri, soğuk havalarla mücadele... sokaklar bu hayvanlar için kötüsü.
10 milyon başıboş köpekten bahsediliyor. bu kadar başıboş köpeğe iyi bir yaşam sunabilmek için barınakların inşası ve işletilmesinin ne finansal olarak, ne de fiziki olarak mümkünatı yoktur. kısırılaştırma deseniz 10 milyon köpeğin kısırlaştırılması için ne yeterli finans ne de yeterli veteriner personeli, bırakın ülkemizi, dünya üzerinde süper güç devletlerde bile yoktur. bu nedenle itlaf, en iyi çözüm olarak duruyor.
çin'de köpek eti gıda olarak da değerlendirildiği için ihracatı da düşünülebilir.
asla düşünülemez. kaldı ki genelleme yapıp tehlike içermeyen sokak köpeklerini de hedef göstermek yanlıştır. tehlike içeren sokak köpekleri de toplanıp barınaklarda, hayvanseverlerden de gelecek yardımlar eklenerek, uygun koşullarda bakılıp rehabilite edilmelidir.
asla akla getirilmemesi gereken öneri. düşünülemez işte.
senin ciddi sorunların vatandaşlarının ölümüne sebep olan tüm sorunlar. saldırgan köpek sürüleri de bunların arasında. çoluk çocuğunun, çelimsiz ihtiyarlarının parçalanarak öldürülmesi ciddi sorun değil de ne?
mesela ben aynı zamanda hem zafer partisine hem güvenli sokaklara katılımımı sağlayabiliyorum. "şu dururken bunla mı uğraşılırmış" gibi bir mazeret bir şey ifade etmiyor.
saldırgan köpek sorunu özünde tayyip erdoğan'ın şehirlerimize yığdığı ama şehirlerimizde yeri olmayan vahşi yaratıklar sorunu. sivil istilacı sorunu özünde tayyip erdoğan'ın şehirlerimize yığdığı ama şehirlerimizde yeri olmayan yabancı kültürlere ait insanlar sorunu. o mu bu mu diye seçmek yada önceliklendirmek durumunda değilim.
* elektrik hatlarına hakim olamama gibi bir durum yok (aynen yazdığını yapıştırdım)
* devlet kürtlerden korktuğu için keko bölgesinden elektrik faturası tahsil edemiyor... (aynen yazdığını yapıştırdım)
ben bir şey sorayım mı?
bir devlet, bir grup vatandaşından korkup kendi ülkesinin bir kısmında tahsilat yapamamasından büyük daha nasıl bir acziyet içinde olabilir?
salgında 5 maske dağıtamayan adamlar orda planlama-lojistik dehası kesilecek de o köpek işini temizleyecek. sen inanıyor musun bu yazdıklarına?
Sokak köpeği diye bir köpek türü yok. Onlar vahşi köpekler. Evde bakılanlar evcil köpekler. Evcil köpekler de sokağa atılınca bir süre sonra vahşileşiyorlar.
tehlikeli olan köpeklerin barınaklarda, hayvan severlerin de maddi destekleriyle, bakılıp rehabilite edilmesi en uç çözüm olacağından kesinlikle kulak verilmemesi gereken, gereksiz bir öneri.
zaten kendi halinde, kimseye saldırmayan, havlamayı bile unutmuş sokak köpeklerine dokunmak için mantıklı ve haklı bir gerekçe yok.
lütfen mantıklı öneriler sunalım ve ayrımı dikkatli yapalım.