Canınız çok sıkkın sahile yürüyüşe çıktınız. Bardaktan boşalırcasına bir yağmur başlar, ayakkabılarınızın içine su dolacak kadar göl olmuştur yerler. Donunuza kadar ıslanmışsınızdır ama umurunuzda değildir, yürümeye devam edersiniz. Sahilde in cin top oynuyordur; bir siz tek başınıza elinizde bir şişe şarap adeta duşun altında yürümeye devam ederken bir sokak köpeği takılır peşinize. Yağmurdan korunaklı bir yere kaçmaktansa sizinle beraber ıslanmayı tercih eden bir sokak köpeği... Beraber 1 saat yürürsünüz, size evinize kadar eşlik eder, karşılıksız, bir şey beklemeden paylaşmıştır sizinle bu bir saati. Ve düşünürsünüz hayatta en son ne zaman bu kadar mutlu ve özgür hissetmişsinizdir kendinizi. Hayat bir an için farklı görünür gözünüze.
Eyvallah sokak köpeği.. Citation
hayvan sevgisi insanların vicdanının ön izlemesi gibi bir şey. eğer bir hayvandan tiksintiyle bahsedebilen biri varsa hayatınızda anlayın ki korkulacak bir insandır.
dünyada en korktuğum şey köpek. yanıma yaklaştığında hiçbir şey yapmayacağını bilsem bile gözümde saldırıya uğradığım zaman olanlar canlanıyor ve bilincimi kaybedecek düzeye geliyorum. ama bu sebeple "hepsi öldürülsün" mü demeliyim.
geçenlerde sokakta yürüyoruz. merkezi, işlek bir cadde. bir köpek var insanları izliyor yemek yerken. benim kadar bir köpek. bir kız çocuğu geliyor 3-4 yaşlarında. sevmek istiyor. köpeğin yarısı kadar çocuk. minicik. köpek ondan öyle bir korkuyor ki, karnını korumaya alarak kaçıyor. başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. içim parçalandı. ne yapmışlar da bu hayvan bu hale gelmiş diye. ertesi gün baktım yoktu. dün yine rastladım o köpeğe. dönerciden döner kestirdim. ama veremem mümkün değil, korkuyorum. birinden rica ettim verdi.
mahallede köpekler var. biri sibirya kurdu. kim attı sokağa allah bilir. diğeri küçük tombirik bir şey, yürürken sanki yerden seken bir çile yün gibi görünüyor. adını tombirik taktım. diğeri rottweiler, bir diğeri de bildiğimiz sokak köpeği. geceleri çok havlıyorlar. gelen geçeni kovaladıkları da oluyor. ama gündüz kuyruklarını kıstırıp geziyorlar. geçen aylarda sibirya kurdu yavruladı. minnak bebeleri vardı. onları besledi, diğer köpekler gezdirdi. aile oldular bildiğin. sürekli camdan taciz ediyorum onları, taciz dediğim de yavrum, canım şeklinde şeyler tabi. camdan seviyoruz birbirimizi.
yine üç ay kadar önce bir tane köpek sevdim. belki çocukluğumdan beri ilk kez bir köpeğe dokunabildim. oturdum ağladım sevinçten. çünkü o kadar masum bakıyor gözleri, o kadar muhtaçlar ki sevgiye. sevemiyorum diye üzülüyordum hep. anladı köpek, sarıldı resmen. çok güzel canlılar. ölmeleri mi lazım?
sokakta yaşayan köpekler yine bizlerin ayıbı. barınaklar berbat durumda. belediyelerin yapması gereken onları kısırlaştırmak. bakımlarını yapmak, iyi birer yaşama sahip olmalarını sağlamak. çünkü sokaklarda yaşamak yine onların canını yakıyor. bazen odtü kampüsünde olduğu gibi insanlara zarar veren durumlar da ortaya çıkabiliyor. ama bu kadar masum canlıların ölmesini istemek de ruh sağlığı açısından endişe verici bir durum.
bu sorunun pat diye çözülemeyeceğini hepimiz biliyoruz. en azından onlar için işe yarar şeyler yapabiliriz. kış da geliyorken hazır, birkaç köpeğe koruyucu ailelik gibi koruyucu sahiplik yapmak hoş bir şey olurdu.
--spoiler--
biz çocukken belediye zehirlerdi bunları. biz yoğurt yedirerek iyileştirirdik zavallıları.
bir oldu, iki oldu, üçüncüde kurtaramadık hayvanları..
sonradan anlaşıldı yan binada oturan biri sürekli ihbar ediyormuş köpekleri. o herife az küfür etmedik.
--spoiler--
ben köpek olsam ben de saldırırım amk.
zehirlenen, saldırılan, taşlanan, ezilen, su bulamayan zavallı hayvanlar saldırmakta haklılar. sorun onlara bu muameleyi yapan, onlara yaşama hakkı tanımayan bizlerde.
evinize sağ salim bırakana kadar ayrılmazlar yanınızdan. 6 kişi olsalar bile yanınızda bir ekip gezer, sizi korumak için 3 tanesi önden sokaklara bakarlar. Arkadaşlarımdan hiç biri yapmadı ulan fakat sizin kemiğiniz mavi ise beyninize dalabilirler.
gidip onlara su, yiyecek verdiğinizde; sevdiğinizde, merhamet gösterdiğinizde nankörlük etmeyecek tek canlılardır. insanları değil onları severim.
bir tanesi ağlattı resmen beni. sanayi tarafına sabah müşterime gidiyorum. oralarda dolanan bir köpek var. sahibi belli değil, herkes bilir. önüme doğru geldi biraz. sevdim, okşadım, başını kaldırdı bekliyor resmen sev diye. sonra yoluma devam ettim. 2 sokak ötede müşterim fabrika. yaklaştığımda baktım birşey koşuyor ses soluk yok. pati sesi. geldi bizimki geçti önümde durdu. ağzındaki simit parçasını bıraktı ayaklarımın önüne. 2 havladı bastı gitti geri. oralarda o saatlerde pasta börek poğaça muhabbetleri vardır çalışanların. sanırım bir tanesi buna simit vermiş. bizimkindeki asalete bakın hele! hangi kodumun insanı yapılan iyiliğe böyle karşılık verir ki sorgusuz sualsiz. aklıma nankör orospular, hayırsız pezevenkler geldi hayatıma giren, dağıtıp siktir olup giden. ağladım sözlük. valla ağladım.
evimin yan tarafındaki açık arazide her gece ortaya çıkmaktadır 7-8 kadarı.
gündüz yoklar , sebebi de sanırım çevredeki çocuklar tarafından her fırsatta taşlanmaları.
görenler çocuklara kızıyor bazen ama dikkate alınmıyor tabi.
yani diyeceğim o ki , çocuklarınıza hayvanlara merhamet göstermesini öğretin.
gerçekten insan olan insanların yaşadığı yerlerde sokak köpekleri devamlı kuyrukları havada dilleri dışarda mutlu mesut koşuşturan dünya tatlısı hayvancıklar olarak karşınıza çıkacaklardır.. ancak vicdansız bok sürüsü insanların yaşadığı yerlere gittiğinizde psikopat köpeklerle karşılaşmanız sizi şaşırtmamalıdır.. ne kadar ekmek o kadar köfte..
Sizin yaydiginiz pozitif ve negatif enerjiyi tamamen hissederler.
Onlara zarar vermek istediginizi hissederlerse kacmaniz en iyisidir. Durup, sakin bir sekilde yaklasmalarini beklerseniz ve korkmazsaniz, sadece sizi koklamak icin yaklasip, sonra da yollarina devam ederler.
Kendi bolgelerini korumalari en dogal halleridir. Bugun evinizin ziline basan birisine bile " kim o" demeden kapi acmiyoruz. Onlarin bolgesine girip, kim oldugunu ogrenmemesi aptalca olurdu zaten.
Ama maalesef bir cok insan dunya'da ki her metre kareyi o'nun saniyor. Diger canlilarin yasama haklari oldugunun bilince degiller.
Uzun lafin kisasi; korkmayin, sevin onlari. Size havliyor olmasi, size zarar vermek istemesi demek degil. Belki de sizden once gecen birisi tas atip canini yakti, tekmeledi. O da sizi kendisinden uzak tutup tekrar zarar gormemek adina elinde ki tek savunma mekanizmasi olan havlamayi kullaniyor.
Yabancı bir muhite girdiğiniz zaman size havlayıp dibinize kadar gelebilirler gece geç saatler ya da sabahın ilk ışıklarında da aynısı görülebilir. Genelde bu saatlerde toplu halde geziyorlar. Size bu durum korkutucu gelebilir ancak sakin olduğunuz zaman iş pek ileri noktalara gitmiyor. Sürekli onların bölgesinden geçtiğiniz zaman sizi artık tanıdıkları için size eskortluk yapmaya başlıyorlar. Dolayısıyla sokak köpeklerine yönelik bir korkum yok. En büyük korkum bir gün bir köy köpeği tarafından kıstırılmam. Zira onlar sizi tehdit olarak algıladığı zaman bırakmayabilir.
