Bizim doğayı tahrip etmemiz ile yaşam alanları daralan ve yiyecek bulamayan köpekler.
Bizim okulun üstü orman. Bütün belediyeler kendi sınırları içindeki köpekleri getirip bizim ormana bırakıyor. Bu nedenle köpeklerle yaşamak bizim eğitim hayatımızın bir gerçeği halini aldı.
Sonları yaklaşmakta olan tehlikeli yaratıklardır. Zindanlara sürüleceksiniz. Artık daha fazla insana zarar veremeyeceksiniz. isterlerse her saldırınızda insanı suçlayan şerefsizler de sizinle birlikte zindana tıkılacak.
Adına Şehir dediğimiz ve kendi elimizle kurduğumuz betondan hapisanemizde, bizimle birlikte yaşayan ve çoğalan canlılardır.
Kendileri bu ruhsuz döküntüler arasında vahşi yaşamdan daha fazla yiyecek, sığınma ve coğalma imkanı bulmuştur. Ancak ortada bir sorun vardır ya da bir bedel...
Bu betondan, ışıklı ve gürültülü hapishanede, vahşi yaşamdan korktukları aç kalma, vahşi hayvanlarca öldürülme, barınaksızlık gibi sorunları bir nebze olsun çözmüş olsalar da, kendini medeni sayan, o göz korkutan binaları diken, bu binalara kendi cinslerini yeşil kağıtlar karşılığında sıkıştıran ve her sabah bu yeşil kağıtları kazanıp tekrar harcaması için çalışan bir canlı tarafından vahşi yaşamda hiç olmayan işkence, tecavüz, zevk için öldürme, kısır bırakılma, uyutulmak (sonsuza dek) gibi işlemlere mağruz kalmışlardır. Onlar asi çocuklar değillerdir. Sadece dertleri yemek, barınak ve çoğalmak olan iş güdüleri ile hareket eden, bu nedenle de sizi veya beni bir çok kez kovalamış olan, aslında tek amacı yaşadığı bölgeyi yabancılardan korumak olan bir canlıdır.
bir avuç sevgi için gözlerinizin içine sonsuz bir hüzünle bakan sevimli canlılardır.
ayrıca sokak köpeği yanlış bir tabirdir.
sokak köpeği olmaz. çünkü sokaklar köpek doğurmaz.
sokakta yaşamak zorunda kalan canlılar demek daha doğrudur.
başta bir çekinsem de ilk gördüğüm an sonuçta ne yapacağı belli olmuyor. sonra böyle kendini sevdirdiği anda bir samimiyet kurulmuyor değil hani. ben daha çok iki ayaklı olan köpeklerden şikayetçiyim. sokağa çıktığımda eve sinir olmadan dönmüyorum dönemiyorum. öyle bir hayvanlar yani. oysa sokak köpekleri daha güven verici ki saldırgan olanlar da yine iki ayaklı hayvanların o hayvanlara yaptıklarından dolayı oluyor.
Aşırı büyük cüsseli olurlar genelde buyüzden de hayvan hiçbişey yapmasa da insanlar bana zarar vercek diye gereksiz korkuyla öldürüyorlar. Halbuki sokak köpeklerinin çok küçük bir kısmı saldırgandır inanın sahipli köpekler çok daha saldırgan oluyorlar sokak köpeğinden korkmam çünkü mazlumdurlar ama sahipli şımarık köpeklerden korkulur hart diye ısırıverir benden söylemesi.
Iki gün önce kocaman sokak köpeği tarafıdan kovalandım. Benim küçük oğlum onu görüp hırlayınca sonumuz koşarken düşmekle son buldu. Ama sokak köpeklerini fazlasıyla seviyorum. Hatta bi sokak köpeği beslemek istedim fakat evim apartman olduğu için ne yazık ki büyüyünce nasıl olacağını bilemediğimden besleyemedim.
son zamanlarda doğuran annelerin yavruları terk etme eğilimi başladı. 1 ay içinde başıboş gezen açlıktan ağlayan yavru köpekler görüyorum 5-6 kez karşılaştım. kimisi 3 lü kimisi 2 li. gördüğü insanın peşinden koşturuyor karnı aç sahiplenilmek istiyor.. dün ana cadde de çarpılmak üzereyken ikisini alıp karşıya geçirdim peşime takıldılar işim vardı eve gitsem alır ilgilenirdim neyse ki oradan birilerinin ilgisini çekti de aldılar köpekleri umarım sevip bırakmamışlardır zahmeti yok kalan yumuşak artıkları da yiyebilirler illa süte gerek yok. normalde anne köpek yavruları yanından ayırmaz kendi beslenmek için gezintiye çıksa yavruları da peşinden gelir zaten. köpeklerin neden bu eğilime girdiğini anlamış değilim.. çok kötü kalpli insanlar var ya... yediği yemeğin artığını bile kedi köpek yemesin diye sıkı sıkı bağlayıp koyan hatta koymayıp sabah çöp kamyonunun geldiği saatlerde koyanlar var. onlarda canlı bu kadar kötü olmaya gerek yok. 1 aylık yavrudan bile aman onu götür burdan diyerek iki kelime söylesen kavga çıkaracak insanlar gördüm yavru ya alt tarafı sana zararı ne. her tarafı işgal ettik zaten bari bırakın sokak aralarında yaşasınlar.
öldürülmelilerdir. yada sahiplendirin.. ben geçerken her an bana saldıracak korkusuyla geçmek zorunda değilim. bana kalsa sniper la vurrum yeminle hepsini beyninden
kayıp sokak çocukları gibiler.
habersiz, masum, hırçınlıkları bile sevgisizlikten.
onları öyle tek başına dolaşırken görünce, içimde oluşan uçsuz bucaksız boşluğu, yalnızlık ve mutsuzluk hissini tarif dahi edemiyorum.