Dısarıda gezerken yuruyus yaparken fılan bır yere oturup yemegınızı onunla paylasmak karnını doyurmakta bır anlıgına mutlu eder ınsanı sonra bıraz bakısırsınız o sızın yanınıza gelıp mınnettarlıgını gosterır mutlu edıcıdır.
ulan bahçede kedi geliyordu geçen sene. şu aptala mama verelim dedik. başta korkuyor bizden. alıştı sonra. gel zaman git zaman kış geldi, bunu binaya aldık, sonra eve girdi.
şimdi kafasına göre hanımefendi, bazen geliyor bazen gidiyor. seviyoruz ulan seni.
zamanla hepsine o kadar bağlanırsınız ki onları mutlu etmenin verdiği o güzel hissi hep tatmak istersiniz. mahallenin başına geldiğiniz an gözleriniz onları arar mutsuzken bunalmışken kendinizi istemsizce o yavrucukların ortasına atmış halde bulursunuz. sadece siz iyilik yapmış olmazsınız yüzünüzdeki o güzel tebessümü farkettiğinizde onların da size iyilikte bulunduğunu anlayacaksınız.
açlıktan her gördüğünün bacağına dolanıp miyavlayan çok şeker ama zayıf bir sokak kedisini doyurmuştuk bir arkadaşımla.
dönerciye 150 metre kadar uzakta gördük onu. pisi pisi falan diyerek peşimizden getirdik. bazen pes etti , bazen kandırıldığını hissetti ama zor da olsa yolu tamamladı. 4 liralık döner aldık tabağa. önüne koyduk. hemen yumuldu. umarım kimseye kaptırmadan hepsini yemiştir.
kedilerin insanlardan kaçmadığı , insanların kedilere yardım ettiği bi mahalle istiyorum.
Pis bi dilenciye para vermek, trafik lambasında bekleyen döl israfı bir veledden çiçek almaktan daha evladır. Son yıllarda sadaka anlayışım tamamen bunlara döndü.
Bizim sokakta da var bir tane. Gözleri görmüyor ya o kadar içim acıyor ki. Geçen bi baktım ağlıyor. Düşünün biz insanız dünya bizi üzüyor o hayvan kim bilir neye üzülüp ağlıyor. Kahroldum.
Neyse hemen hemen her gün onu besliyorum. Mahalleli de besliyormuş. Görmüyor rastgele kokusuna göre ağzına almaya çalışıyor. Beni utandırıyor. Ben de derdim var sanıyorum.