geçen çarşıdayım, eve gidecem. babamı bekliyorum. yaklaşık 10 tane kadarı dibimde kavga etmeye başladılar. galiba dişi kavgasıydı. çok dikkat etmedim. ben ayırdım hayvanları, lan hoşt moşt diye diye. böyle kafa sıkıcı bir gürültü çıkartıyorlar kavga ederken. birde hepsininde kulağında belediyenin taktığı şeyden var. köpektaparlar yüzünden bu hayvanları yaşatıyorlar anlamsız bir şekilde. yolda çoluğu çocuğu parçalıyorlar bu hayvanlar. sahipsiz ve istenmeyen hayvan eşittir yaşamasına gerek olmayan hayvan bana göre. bakımını üstlendiğiniz hayvana ölene kadar bakarsınız bu arada. ama böyle şeyler hep oldumcukların şehirlerinde meydana geliyor nedense. gel bizim köye bakalım bir tane sahipsiz köpek var mı? ama şehirler kaynıyor başıboş köpekle. bazen medeniyet kavramını tanımlamak çok zor cidden.
Kısırlaştırılıp sayıları kontrol altına alınmalı, devletin alabildiğine boş arazisi var. Çok geniş alanlara barınaklar kurulup sokak köpekleri toplanarak sahiplenecek insan da yoksa orada yaşamalılar. Zaten bu şekilde köpek ömrüne göre 1 nesil sonra sokak köpeği diye birşey kalmaz. Hem aç aç dolaşan köpeklere yazık, hem de içinde olduğu şartlardan dolayı saldırganlaşan köpeklerin zarar verdiği insanlara yazık. Gelişmiş hiçbir ülkede çok sayıda sokak köpeğine rastlayamazsınız. Evet çok az sayıda vardır ve o az sayı bilinçli olarak bırakılır.
Not: sokak köpeği sorununa insancıl çözüm aramak başka şey, sokak köpeğini öldürülmesi gereken varlıklar olarak gören bir ruh hastası manyak olmak başka şey.
sahipsiz ve başıboş köpekler, sahipsiz ve başıboş kediler istemiyoruz. sokaklarda onları saçma sapan çöp kurcalarken, yol üzerinde millet umarsızca cesedini çiğnerken, o hayvanlar yavrulayıp, bakımsız kalan yavrular bir bir ölüp giderken, o dramayı görmek ve yaşamak istemiyoruz. öldürmek içinizden gelmiyorsa, çin'e satın. köpek bayramında yesinler. giri birçoklarına acımasızca gelebilir ama dram yaşamak ve hayatın acımasız gerçekliğini yaşamak arasında kalındığında, ikinciyi seçmek daha mantıklı.
kırk yıldır her gördüğümle konuşurum. çoğu zaman severim. bir kere bile ısırılmadım. hayır, olay benim gördüğüm köpeklerde değil, bende. hayvanın beden dilini okumayı bilirseniz güvende olursunuz. hayvan korkmuş, sinmişse sizi uyarır. hiçbir canlı yemeyecekleri bir canlıyla, hele hele kendilerinden birkaç kat büyük canlıyla tek başına uğraşmak istemez. hele ki bu canlıyla binlerce yıldır birlikte yaşadığı için onun üstünlüğünü kabûllenmek genlerine kadar işlemişse. ama hasta, yaralı, insanlardan canı yanmış bir köpeğin dilinden anlamayıp inatla sevmeye çalışır, onu giderek köşeye sıkıştırırsanız o da son çare üzerinize atlar.
Siz sevedurun. Aramızda onların bırakın kısırlaştırılmasını barınağa alınmasını, öldürülmesini isteyenler var. Hepsi toplatılıp öldürülmeliymiş. Böyle psikopat sözlük yazarları ve ona destek veren cani manyaklar var aramızda.
Bu dünyadaki tüm kötülüğün sebebi kalbinde zerre güzellik taşımayan çirkin insanlar ve şakşakçıları.
içlerinde bulunduğum topluluk. Kendimi onlara yakın hissediyorum, öyle gnlük yaşamak falan...
etraftakilerle hırlaşmak, dişilerin götlerini koklamak, aahahahahha bu iyi bak..
Veteriner hekim kontrolünde küpelenip kısırlaştırılıp steril bakım yerlerinde iyileşene kadar bakılmalılar, en azından populasyonları dengelenmeli, soğuktan açlıktan birbirlerini yemelerine istismar edilip tecavüze uğramalarına havasi yere öldürülmelerine izin verilmemeli hatta verilen zarar mahkemelerde insana yakın bir statüde tutulmalı. Misal kedi yiyen japon bir o. Evladına 10 bin para cezasıyla kalmamalı.
Bu aralar bizim için resmen büyük bir sorun olan durum. Sokağımızda yaşayan 7-8 kadar köpek var. Giriş kapısının önünde erketeye yatıp resmen çıkana saldırıyorlar. Binada oturanlar besliyorlar, bakıyorlar eyvallah ama çocuklara, arabalara, sipariş getiren kuryelere kısacası hareket eden her şeye saldırıyorlar.
kim ne derse desin bizim gibi sokaklarda yaşamayı hak eden canlılar. birbirimizin hayatına saygı ve incelikle yaklaşmak zorundayız. hayvan sevmeyen insan da sevmez.