genelde beslerim, zarar vermem mükün mertebe yaşama tutunmaları için uğraşırım çünkü hayvanlar allahın dilsiz kullarıdır ve şüphesiz ki onların dini olsa şeytanları insandır.
sokak hayvanı diye bir şey yoktur; onun adı olsa olsa sokakta kalmaya mahkum bırakılmış hayvandır. yani, yine insanoğlunun bir eseridir.
kişiler; bireysel olarak kendi imkanları, güçleri, zamanları ve ilgileri doğrultusunda sokaklarda yaşayan hayvanların yaşam alanlarına yönelik kimi zaman çeşitli faaliyetler yapmaktadır. ama asıl olması gereken ise bu tür problemlerin kökten giderilmesi adına; kamusal anlamda çeşitli protokoller hazırlanmasıdır.
şöyle ki; izlemediğim trt için vergi veriyorum, herhangi bir teknolojik alette veya araç alımında kendi bedelinin çok daha üstünde vergilendirmeye de maruz bırakılıyorum, hatta alınan vergilerimin bir kısmı ile benim ülkeme benim fikrim alınmadan sokulan mültecilerin refah düzeyi için de para ödüyorum. ama içimden gelerek vermeye hazır olduğum halde sokakta kalmaya mahkum bırakılmış hayvanlar için herhangi bir ödenek yok. kişilere ve/veya bazı(!) belediyelerin topluma şirin görünme adına yaptığı, sosyal sorumluluk kisvesi adı altında ödenek ayırdığı kimi harcamalara gebe kalınıyor.
reva mı bu?
dolayısıyla; devletin bile hor gördüğü ve sırt çevirdiği bu canlılara tecavüz, cinayet, şiddet gibi davranışlar sergilendiğinde ise adalet sadece "kabahat" olarak nitelendirip idari para cezası ile sınırlı yaptırım uyguluyor. suç bile sayılmıyor kanunda.
yani anlayacağınız; bizim, ülke olarak sosyal devlet anlayışını benimseyebilmemiz için daha çoook fırın ekmek yememiz gerekiyor. bu söylediklerimi "devleti beğenmiyor, vatan haini, siktir git o zaman" konseptinde değerlendirecek kişiler ile zaten fikir anlamında uzlaşamayacağım için o noktaya girmek hiç istemiyorum.
olay sadece kişilerde, partilerde, ekonomide değil. isimlere takılı kalmayın. ülkenin birçoğu olarak bu tarz sosyal sorumluluk hareketlerini henüz bir ihtiyaç gibi görmediğimiz, hatta bunu dile getirenleri "gereksiz duyar kasıyor." şeklinde nitelendirdiğimiz için; zihniyet olarak çok gerideyiz. elbet büyüyeceğiz, zaman gösterecek.
Düşünsenize, onların doğal yaşam alanlarını işgal ediyoruz, utanmadan onların varlığından rahatsız olup barınaklar yapıyoruz ve özgür olma haklarını elinden alıyoruz. Bu da yetmezmiş gibi aslında doğaya ait hayvanları "sokak hayvanları" diye nitelendiriyoruz.
Sokak hayvanları değil onlar, sadece bizim sokaklarımız üzerinde yaşamaya mahkum ettik. Bazen ona bile fırsat vermiyoruz.
maltepe belediyesi 2017 yılı içerisinde 5233 sokak hayvanını tedavi edip sokaklara tekrar kavuşturmuş. yılı yarıladık güzel rakam, onlarda hayatımızın bir parçası görmezden gelemeyiz.
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük ve modern tesisi olan Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi, binlerce kedi ve köpeğe sahip çıkıyor. Sokak hayvanlarının daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürebilmeleri için 10 yıldır faaliyet gösteren merkez, Türkiye’nin her yerindeki yardıma muhtaç sokak hayvanlarına da kucak açıyor. Başta kedi ve köpek olmak üzere birçok hayvanın tedavi edilmesine imkân sağlayan, ileri teknoloji cihazlarının bulunduğu tesiste, hayvanlar aynı zamanda sıcak bir yuvaya kavuşturuluyor.
migrosta herkesin satın alabileceği 'dostluk maması' satılıyor. (1tl)
o güzellikler dışarda soğuktan donar, sıcaktan bunalır, açlıktan sürünürken için az da olsa cız ediyorsa(!) çantanda en azından mama bulunmalı.
keşke imkanı olan herkes sahiplense.
çok soğuklarda yiyecekler de donduğundan yemek bulmakta zorlanan hayvanlardır. dün konserve bıraktım balık ama bugün baktım donmuş. süt bıraktım, o da donacak büyük ihtimal. aşırı soğuklarda kuru mama mı bırakmalıyız bilemedim. bilen varsa morlattırırsa mesajı sevinirim. kediler sabah miyavlıyordu, bu soğukta çiftleşme değilse, açlıktandır diye tahmin ettim.
bu soğuk günlerde yardıma muhtaç olduklarını unutmamamız gereken canlılardır. marketlerden aç bitir salamlar alabiliyorsanız,ekmek verebiliyorsanız harika olur.
çoğu vicdansız tipler yüzünden olduğundan daha sevil daha acınası hayat yaşayan canlılardır. o değilde başlığa bazı amına koduğumun öküz canileri de sanki acır gibi yazmış... ironik.
(bkz: timsah gözyaşları)
yediğimiz tavuk,et vb. artıklarını sokak hayvanları besleme noktalarına götürüp bıraktığımız hayvanlardır. eğer orada bir hayvan varsa ve bıraktığınız şeyi iştahla da yiyiyorsa kendimizi daha da mutlu hissederiz. ürkektirler aslında, insanlardan korkarlar. tam evcil değillerdir, yarı yabani gibiler. insan cinsinden farklı tarz davranışlar gördüklerinden genelde mesafelidirler insana karşı. ama göz kırptığınızda bazıları peşinize de takılabilir.
Bizlere ihtiyaçları olan, bizler bazen yemek yemekten yorgun düşüyoruz ama onlar 1lokma icin bütün gün geziyorlar eger onlara 1kap su vermeyecek kadar körelmişse vicdanımız birgün bizimde birgün birilerine muhtac olabilecegimizi hatırlamalıyız.
yemek pismeyen evde pilav yaptirirlar adama, ciger yaptirirlar. cuzdani markete verirsiniz, kesmez "ustunu yarin vereyim para kalmadi" dersiniz. bak bak sepettekilere bak: ciger, salam, sut, plastik kaseler...
4 tane de pinpon topu. evdekini geri plana atamam, ciger yemiyosa topuynan mutlu olur.
kasiyer ne dusundu lan acaba.
saati kurup oglen 1de uyanicam. yemegini iliticam. kiz o vakitlerde herhangi bi apartmanin demirlerine veya kaldirima surtunerek ciyakliyor. ismini duyunca yine ciyaklayarak olimpiyat kosucusu havasiyla dibimde bitiyor. 5 ayliktan buyuk degil. cuce ve deli ve cok buyuk ask lan. delirtir yani. yerim.
eşim ve ben tarafından düzenli olarak beslenen ve bunun için defalarca site yönetiminden uyarı almamıza rağmen vazgeçemediğimiz güzel yaratıklardır.
kapı önüne su ve mama koymayın fareler geliyor ( kedi için koyuyoruz mamayı fare nasıl gelsin )
hadi kedi için mama koyuyorsunuz ama sokak köpekleri gelip yiyor çocuklara zarar verecek. ( şimdiye kadar bir şey yaptılar mı ? hayır sadece bir çocuk korkmuş babası çok kızmış )
Annem ve kayınvalidem : oğlum o kadar güzel mesleğiniz ve eviniz var ; bu kediler yüzünde evinize kimse gelmiyor . ( evimize gelip kedilerimize laf edecek kişi gelmesin daha iyi. )
aa bir de köpeklere mama almaya başlamışsınız. ( eee onların canı yok mu ? )
Bir komşum: ( kedimi tasma ile gezdirirken bana sorduğu soru ) kedinizin arabama çıkmasına izin vermiyorsunuz eğil mi ? ( cevabım : hayır kedim sadece insan olanların arabasına çıkıyor eminim sizin arabaya çıkmaz )
yani anlayacağınız sokak hayvanı olmak ülkemizde çok zor . onlara yardım etmekte çok zor . söylemezsem olmaz : siz bu kadar hayvanlara yardım edeceğinize bir garibana yardım etseniz daha hayırlı değil mi? diye soranlar ayrı bir konu.