ceza sahası için de biri düşürüldü ve itişmeler yaşanıyor, her kafadan bir ses mahalle karıştı, düşürülen adam penaltı kullanmak için, karşı tarafta pozisyon da penaltılık bir hareketin olmadığını anlatmaya çalışırken tam o sıra da düşürülen adamın sivri zekalı bir arkadaşı biri çıkar ve '' tamam beyler o zaman kural korneri kullanalım '' der ve olay tatlı'ya bağlanır. kural korneri de neyse artık?!. kısacası ceza sahası için de anlaşılmayan bir posizyon olursa neticesi korner olarak belirlenir.
3 korner 1 penaltıdır. topun sahibi bütün kuralları koyar. duvardan pas taç sayılır.(normalde çarpınca sayılmaz) gol kararı "adamın gol dedi" veya "demedi" olarak verilir. ayrıca;
(bkz: atan alır spor)
camı çerçeveyi, arabaların dikiz ayna ve antenlerini indirmeden, mahallenin yaşlı huysuz teyzelerini şutlamadan ve kale taşlarını gizlice kısaltmadan oynamak.
18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.
19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.
20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.
21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.
22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.
23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.
25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.
26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.
27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."
28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.
29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.
30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.
31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.
32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.
33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.
34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.
35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.
36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.
37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...
38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.
39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.
40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.
41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.
frikiklerdeki baraj 3 kocaman adımla belirlenir ve bu belirleyen kişiye ''sen evde tuvalete böyle mi gidiyorsun'' diye çıkışılır. atan alır görüşü benimsenir ve o kişiye ''aynı hızla'' diye gazlama yapılır. ayrıca tartışılcak bir pozisyon olursa, köşede izleyen elemanlar kararı verir.
anlamadığım bir kaleci oyunucu kavramı vardı. golü kabul ettirmenin altın kuralı; adamın gol diyo.. yoldan geçen bazı kişiler o anda hakem olabilirdi.
hayali direkler vardır. dikdörtgen olması şart değil kare, üçgen, beşgen, yuvarlak heryerde oynanabilir. yeterki boş olsun hafif yokuş olsada olur. onda devre yirmide biter...
türkiye coğrafyası üzerinde yaşayan bütün çocukların bildiği kurallardır. yazılı kurallar olmamasına rağmen bütün çocukların kuralları bilmesi ilginç bir durumdur.