olmayan fotoğrafçılıktır.
çünkü fotoğrafçılığın sokağı, caddesi falan olmaz.
fotoğrafçılık hayattır.
sokakta olsun... doğada, ormanda olsun... metropollerde olsun...
fotoğrafçılığın amacı aynıdır: hayatı yansıtmak.
bazı insanların, 'pii şuna bak boynunda 3000 tl'lik makine dolaşıyor. enstantane , diyafram ne diye sorsan bilmez.' şeklindeki yaftalamalarına hedef olunabilir. ben şahsen, bizzat, çantamda taşıyorum. tozlanıyor, mozlanıyor amma .. başka da çarem yok. sıkıldım insanların bu yaftalamalarından zira. nedir abicim.. nedir yani.. her boku da çekerim kime ne.. zamanla oturacak her şey hem.. geçende birisi böle arkadaşı çekerken "hahah facebook'a koyacaklar " dedi. döndüm evet facebooka koycaz arkadaşım dedim. yiter ya yiter.. gelmeyin üzerimize kardeşim..
kültür endüstrisinin fotoğrafçılığın canına okumasıyla basite indirgenmiş bir hobi haline gelmiş ve istanbul'da dar alanda yapılan önemli bir fotoğrafçılık alanıdır.
bunun hakkında güzel tespitte bulunan yazı: http://yildirimkilic.blog...an-stallabrass-paris.html
onemli bir sanattir. benimde basima geldi bu. Cok kolay bi parcasi okmak. Mesela ben salincakta sallanirken fotomu cekiyor o tanimadigim kisi. sonra o fotoyu sergiye koyucakmis. Aslinda para talep etmeliydim adamdan bedavaya calistim resmen.
Dünyayı kendi gözünden göstermenin bir yoludur. klişeler vardır doğrudur lakin ne yani tüm şarkılar çalındı diye şarkı söylenmesin, tüm sözcükler kullanıldı diye şiir yazılmasın mı? bin kişinin eline bin makine verip aynı sümüklü çocuğu ard arda bin kez çektirsek bini birbirinden farklı olur zira her fotoğrafın anı ve açısı kendine hastır. Bunu algılamayacak kafa zaten fotoğraftan uzaktır, hiç polemiğe girmeyin he de geçin.
güzel ama portre çekimlerinden dolayı, insanlarla sorun yaşanabilecek bir alan. avrupa'da insan haklarından dolayı sokak çekimlerinde çok az insan fotoğraflarına rastlanıyor.