asıl yapması gerekeni yapan devlet adamlarıdır. neden mi biz bizim ağzımızla konuşsun diye oy veriyoruz her seçim ama hiç bir devlet adamı sokak ağzını kullanmıyor hep kendi seçtikleri uslupları yalan dolu replikleri kullanıyorlar konuşurken. hangisi daha argodur hangisi daha çirkindir ayrı bir muamma. argodan doğallıktan gerçeklerden kaçayım derken doğruları bir türlü duyamıyoruz ağızlarından bırakın sokak ağzı ile konuşsunlar sakınmadan bizim gibi. bu sokaklar devletin değil mi.
Söz konusu olanın içtenlik değil saygı olduğundan bi haber devlet adamlarıdır. Söz gelimi ben bile sözlüğe yazarken belirli bir uslup belirli bir düzen ile konuşuyorsam, bir başbakanın ya da bir siyasetçinin bir vatandaş ağzıyla konuşması en iyi ihtimalle yakışıksız durmaktadır.
maalesef şeytani bir akılla, böyle konuşmanın türk halkında sempati yaratacağını, kendini halktan biriymiş gibi gösterecek olduğunu bilen siyasetçilerdir. halbuki bu mantık başta çuvallar: siyasetçi halktan biri değildir, halkın içinden çıkar gelir, halkı temsil eder ama halk gibi "davranmaz", davranamaz çünkü. artık onun siyasi bir üslupla konuşması ve davranması gerekir. kalıbının adamı olması gerekir. benim gerizekalı halkım da bunu bilmez, anlamaz, boyuna şakşaklar. bana bu konuyu yalnızca eleştirmek düşer. asıl en uygun cevabı sayın zülfü livaneli vermiş bile zaten: