artık sokaklarda, caddelerde pek kendisine rastlanmayan; bakkaldan buzlu dondurma, leblebi tozu, tombi yemiş; taso, gazoz kapağı, futbolcu kartı oynamış, komşudan su içmiş, salça-ekmek yemiş güzel çocuktur.
O çocuk çocukluğunun yaşamış çocuktur. Topu kesin bi arabanın altında ezilmiş, mahalle maçında en az 2 gol atmış, kaldırımlarıda içine alan saçma sapan oyunlar oynamış çocuktur kendisi. Şahsen ben öyleyim yine olsa yine oynarım. Pc başında oyun oynayarak geçirilmiş çocukluktan çok daha iyidir. Tek çocuksa bile sosyalleşir arkadaş edinir. Kir pas içinde eve döner. Ertesi gün aynı yerde oynamak için arkadaşlarına randevu verir. Okuldan gelir gelmez önlüğünü çıkarmadan kendini ait olduğu dünyaya sokak aralarına atar.Başka evlerin bahçelerinden meyve aşırmış çocuk meyvenin en tatlısını yemiş çocuktur. bence bu devirde şanslı çocuktur.
sokak aralarında oynarken kaybolmak gibi birşeyi de becerebilen çocuktur. korkar, korkutur.
annesine 'sepetle su salsana yaa' diye bağıran çocuktur.
eve çağırılmasına rağmen sinek arabasının peşinden koşmadan eve gitmeyen çocuktur.
Bir zamanlar benimde içerisinde gururla bulunduğum nesilin çocuğudur efendim.
Saklambaç, simit, kemer saklama, saatlerce durmadan oynanan futbol, bahçeden meyve aşırma, komşuya ekmek alma, top peşinde koştuğu için pederden dayak yeme gibi bir sürü olayın içinde faal biçimde bulunmuş çocuktur.
Yok artık öyle çocuklar uzun zamandır. kapandı bizden sonraki nesil eve. tek sosyal yönleri facebook, knight online, metin2 ve bilimum bilgisayar aktiviteleri oldu.
misket oynamaktan parmakları zaman zaman kan içinde kalan çocuktur. komşu teyzelerin kapısını çalıp su isteyebilen çocuktu. şimdilerde kapıyı çalıp günahını istese vermezler o ayrı.
bacağından yara eksik olmayan, okuldan çaldığı tebeşirle yere seksek çizen , öğle yemeğini arkadaşlarıyla birlikte yediği ekmek arası domates peynirle geçiştiren, çocuk gibi çocuktur. lakin onlardan pek kalmadı artık..