şahsımı nikahına aldığı için yakında istanbul lu olacak yazardır, en sonunda kararlaştırdık efendim o çalışacak ben parasını yiyeceğimdir, ailemin ankara ya göndermemekte gayet ısrarcı olduğunu şimdi anlamışımdır, ee artık bekleriz bütün kızları evde altın gününe *
istediğim an penceremde bana serenat yapacak olan yazardır. umarım kıskananlar olmaz dediğim yazardır. sen gel yeter ki kaçmaz mıyım ben ama diğerleri duymasın olur mu yazarıdır.
davranışları kadar gözlerinin içindeki gülümseyişleri de bir o kadar gizemli olan, yenilerin hep uğur getirmesini dilediğim,Ankara' da bir çok yazar arkadaşım gibi beni yalnız bırakmamış, yeri gelmiş kısa da olsa bana dert ortağı olmuş, Ankara' nın o soğuk, resmi havasına renk katan kişiliklerden biridir. haa bi dakika bakmayın o' nun testere dediğine kastettiği sevgisi ve sıcaklığıdır aslında ...
freedean la gitmek isteyip bir türlü gidemediğimiz film. *
edit : öncelikle (bkz: ahahahahhaahhahahaha)
ben bu entryi saw 3 e yazdığıma eminim aslında ama sözlük nasıl bir atraksiyon yapmışsa buraya yazılmış. gerçi baktım şöyle bi fena da olmamış hani, hem sohoda bize özel gösterim de yapcakmış daha nolsun değil mi? *
kız kardeşim yok benim. iki erkek büyüdük, çoraplardan top yapıp oynadık salonda, dayak yedik annemden. neyse mevzu bu değil. ve bu insan evladı çıktı geldi. zirve vardı ankara`da... ben başıma neler geleceğini bilmeden gittim. yine olsa yine gidermiydim. evet lan giderdim. bazı şeyler vardır hayatta, öylesine denk gelir işte. ben sessizliğime boğulmuş, bir gülümseme yüzümde, öylece dururken, geldin... kız kardeşim yoktu ya hani benim, kardeşim oldun. ve kahkaha atmak hiç bu kadar keyifli gelmedi bana. "bu dünyada kimseye günevmeyecen hacı!" derler, bi gitsinler öteye. var hala gerçekten gözü kapalı güvenilecek insanlar. mal mal otururken pc başında, "nassın şeker?" diyecek biri lazımdı belki de, dinleyecek, ama sadece dinleyecek, belki -gerek olursa ama sadece- akıl verecek... hep şanssız olmaz ya insan. seni tanımam şansım işte. "abartma lan!" diyeceksin şimdi ya neyse... gram abartı yok. bilirsin beni, öyle içten konuşurum. iyi ki varsın... bir insana böyle "kardeşim!" demeyeli çok olmuştu... beni gülümsettiğin için teşekkür falan etmiyorum lan. güldürecen tabii. kardeşim ddil misin? *
içten, samimi, doğal, iyi niyet timsali bir yazardır. zirvelerdeki hesap ritüelleri için kendini fazlaca yıprattığı, mağdur olduğu gözlenmiştir. bunun için zirveye katılan yazarlarla birlikte teşekkürü borç bildiğimiz yazardır.
inanılmaz bir hatun, anlatılmakla bitirilemeyecek türden. hele o yüzündeki kocaman gülümsemesiyiyle etrafına bakışı yok mu beni benden almaktadır. kalbinin tüm güzelliği yüzüne yansımıştır. her daim görüşmek istediğim insanlar içindedir.
gözlerimi kapatıp zirveyi düşündüğümde, bir cehennem tanrısı'nın bir sohodabeşdakika'nın ne silüeti gözümün önünden gidiyor ne de sesleri kulaklarımdan çıkıyor. kesinlikle! zirvelerin olmazsa olmazları diye düşündüğüm, kaliteli, ender insanlar bunlar. sensin asıl şirinlik muskası haberin yok dediğim yazar arkadaşım, yaş itibariyle devrem.
(bkz: zirve zırva olur sen olmayınca)
tırışkadan tanım: sözlük tarihinin en cici yazarı.
efendim böyle menekşe gözlü mü desem, neşe pıtırcığı mı desemi, sevgi kelenbeği mi desem.. yok lan demicem bi şe. adam arkadaşına 85 ytl fiyat mı çeker be insafsız, be avantacı. neymiş avrupa görmüş. sanki biz görmedik, frankfurt benden sorulur anam, söliyim dedim! bi de bana -sanki anlamadığımı yüzüme vurur gibin- ingilizce laflar hazırlaması yok mu.. deli ediyo beni arkadaş. bunda cibiliyet 1500 şerreffsizimm! bi "vel kom dı osi bitç" diye konuştururmak vardı lisanımın en güzel kenarından ama tanıdık lan, acıdım, gitmiyorum üzerine. ha bi de şunu belirteyim kendisine, ingilizce ders verecek bi taş hatun buldum kendime, cıvır gibin, üste para alıyo lan. işim olmaz senle bi daha. gözüm görmesin!
gerçek tanım: sözlük tarihinin en candan, en sevimli, en dost, en bi kardeş yazarı.
sonradan akla gelen not: lan o kadar laf geçir sooora yalakalık yaptın dersin şimdi. peşin söliyim, vallaha diil..
lan hala içime sinmedi notu: bak hakketen şaka yaptım, severim seni bilirsin.. hata alamanca laflar hazırladım ben de sana; ama yoktur alamancan. şimdi yüzsüz etmeyim seni. ehehe
boku çıkan not (edişeytın the end) : böyle bi not yok aslında. ne kadar saçmalayabiliyorum ona baktım. bi de ben bu kadar biliyom işte ingilizceyi.. ahaha
götiiiiik diye seslenmesi yüzünden sinir katsayımı bir hayli artırsada bir türlü kızamadığım bir acayip şey...
gaza getirdiniz mi de asla susmak bilmez...konuşur da konuşur
ve her zirvenin ablasıdır.