gidince dönülmeyen bir garip şehirdir. türk nüfusu azdır öğrencileri saymazsak, içi de dışı da yakar adamı. alkolik olmamak için iradenizin sağlam olması gerekir, okul kısmını ayrıca anlatmak lazım.
amsterdam'ı saymazsak avrupanın eğlence başkentidir. koyun cebinize sadece bir milyar, baba gibi gidin tatil yapın 1-2 hafta. hem ucuz hem fena ortamı var hem de kızları fenaket.
bekar tatili için birebir mekan. tabi ingilizce şart. hatta ingilizce bazen yetmiyor bile, bulgarca karşılık veriyorlar size ve dışlayabiliyorlar. ama bazısı da konuştukça konuşuyor. kız konusunda hiç sıkıntı çekmezsiniz bu amaçla gidiyorsanız.
kahve kültürü müthiş gelişmiş bir ülkedir. ABye girmiş olmaları da ayrıca şehri bir yatırım merkezi haline getirmiş. medeni insanlar, saygılılar, sevgililer, kitaba hürmet ederler bilmem ne falan filan... ama neden osmanlı'dan bu kadar nefret ederler anlayabilmiş değilim...
ayrıca sofya'da ayakta kalabilen osmanlı yadigarı eser sayısı ne yazık ki bir elin parmak sayısını geçmemektedir. bu eserlerin yerini bilen ziyaret edebilir ancak bilmeyenlerin bunları arayıp bulması, merkezdeki mahhmut paşa camii (sofya ulu camii) dışında imkansız.
şehrin osmanlı hakimiyetine girişiyle ilgili ilginç bir olay da mevcuttur.
lala şahin paşa, sultan birinci murat devri şehri kuşatmış ancak ele geçirememiş. bunun üzerine kıyafet değiştirerek şehrin tekfur denilen hakimine sığınan ve onun hizmetine giren bir türk genci, bir av sırasında, tek ba$ına kalmış olan tekfuru bağlayıp atı ile beraber filibe beylerbeyi balaban paşa'ya götürmüş ve sofya kalesi böyle alınmış.
herkes için eğlence mümkündür türkiyeyle kıyaslanamaz eğlencesi.dj tarkan sık sık gelmektedir,25 nisanda sofya da club sinners 'a gelicektir.Sofya ya gidildiğinde chervilo,yalta,sinners,escape görülesi eğlenilesi yerlerdir.Studenski grad ünlüdür sofyada okuyan öğrenciler için orda herşeyi ucuza bulmak mümkündür
ndka ve tsum adında iki büyük alışveriş merkezi olan bir de, kamasutra isimli hoş bir striptiz kulübüne sahip şehir. kış ayları feci soğuk geçmektedir, o nedenle hefesiniz kursağınızda kalmaması için yaz aylarında gitmeniz önerilir.
başkent gibi başkent dedirten şehir...adım başı* gazete bayii veya kitapçıya rastlayabileceğiniz,kahve ve biranın su gibi tüketildiği*,insanı kendine hayran bırakan bir "doğa tarihi müzesine" ve halka açık iki büyük havuza sahip,kar'ın çok ama çok yakıştığı yıllarımı verdiğim çocukluğumu bıraktığım şehir...özlenmeyi hakeden şehir.
ortasında içinde levski stadı'ınında bulunduğu büyük bir orman bulunan, içinde "vitosha" adlı güzel bir dağ barındıran, etrafında türlü güzellikte göller bulunan (bkz: pançarova), bulgaristan'daki üniversitelerin önemli bölümünü bünyesinde bulunduran, tüm öğrenci yurtlarını tek bir bölgede konuşlandırmış (bkz: studenski grad), 2 sene yaşadığınızda dinlendiğinizi hissedebileceğiniz güzel şehir.
Sofya Vadisi nin büyük bir alanını kapsayan şehrin kuzeyinde Sıra Dağlar (Stara Planina), doğusunda ve güneydoğusunda Sredna Gora, doğusunda Vitoşa dağı, batısında ise Lülin, Viskâr ve Çepın dağları bulunuyor. Şehir, iskır nehrinin ve soldaki kollarının şeritleri üzerine kurulu. Balkanlar ın Paris i sayılan Sofya nın tarihi eski çağlara uzanır. M.Ö. 8. – 7. yüzyıllarda, bugünkü merkezin bulunduğu yerde Serdi adında Trakyalı bir kabile yaşamış. Balkan yarımadasında ardarda zaferler kazanan Roma, Trakyalılar ın serbest hayat tarzına son vermiş. Romalılar, hakimiyeti altına aldıkları yerlere idarî ve askeri düzen oturtmaya önem vermişler. Romalılar ın hakimiyeti altına giren bu şehre Serdika adı verilir. Böylece Serdiler in şehri anlamına gelen Serdika, önemli ticarî ve idarî merkez olmuştur. Doğu Roma imparatorluğu nun kavşak şehri olması itibarıyla Serdika, hep akınlara uğramış. Bu akınlar esnasında şehre büyük ölçüde zarar verilmiş. Şehir bir daha eski büyüklüğünü elde edememiş, yalnız kale ve bugün başkentin de adı olan muhteşem Aya Sofya kilisesi tamir edilmiştir. 6. yüzyılda, Justinianus zamanında, Serdika tekrar Doğu Roma imparatorluğu nun önemli şehri haline gelir. Bundan hemen sonra şehir, Balkan yarımadasına hücum eden Slavlar ın akınlarına maruz kalır ve tamamıyla Slavlaşır. 9. yüzyıllarda Han Krum zamanında Serdika Slav ismi olan Sredets ismini alır ve geniş alana yayılmış olan Ortaçağ Bulgar Devleti nin önemli askerî, siyasî ve kültür merkezi haline gelir. Bulgar Devleti nin Osmanlı hakimiyeti altına girmesiyle Sredets şehri, 13. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın yetmişli yıllarına kadar Osmanlı Devleti nin egemenliği altında kalmıştır. Bu arada 14. yüzyılın sonlarında şehir Sofya ismini alır. Sofya, Osmanlı hakimiyeti altına 1382 yılında girmiştir. Bazı belgelere göre bu yıllarda şehir güzelliğiyle meşhur olup Osmanlı nın büyük hayranlığını kazanmıştır. Sofya 3 Nisan 1879 tarihinde Bulgaristan ın başkenti olarak ilan edildi. O dönemde Sofya, savunma tesisatı kuvvetlendirilmiş, meslek ve ticarî bakımdan iyi gelişmiş, zengin bir şehirdir. Osmanlı hakimiyetinin sona ermesinden sonra, coğrafi konumundan ve ekonomik gelişmeye elverişli olduğundan dolayı, Bulgaristan ın başkenti ilan edilen şehrin altyapısının gelişmesine ulusal önem verilmiş. Şehirde çok sayıda bulunan arkeolojik anıtlar, sanat eserleri ve savunma tesisatları, eski Serdika nın önemli ve gelişmiş bir merkez olduğunu ispatlıyor. Kurtuluş Savaşı ndan (1877–78 Osmanlı–Rus Harbi) sonraki yıllarda, Sofya nın en meşhur yapılarından bazıları olan Meclis Binası, ivan Vazov Halk Tiyatrosu, Merkez Kaplıcası, Bilimler Akademisi, Sofya Sv. Kliment Ohridski Üniversitesi, Millî Kütüphane, Anıt–Mabed Sv. Aleksandır Neski Kilisesi v.b. inşa edilir.