FELSEFE KiTABI DA BEST SELLER OLABiLiRMiŞ
Avrupa'nın en sıcak romanı diye nitelendirilen, felsefe tarihini romanlaştıran 'Sofi'nin Dünyası' dilimizde yayınlandı. Sanırım dünya roman tarihi 'Gülün Adı'ndan Önce', 'Gülün Adı'ndan Sonra' diye yazılacak. Umberto Eco, Ortaçağ'ı bir dedektif romanı ritminde yazınca, birçok yazar, uzman da okunurluğun bu yoldan geçtiğini kabullenmişler.
Gerçeklerle masallar, fantazilerle günlük yaşam arasında gidip gelen Sofi'nin Dünyası romanı, Sofi'nin posta kutusunda bir zarf bulmasıyla başlar.
Zarfın içindeki bilgiler, onun kendini tanımasını, düşünmesini, evrenle ilgili sorular sormasını sağlar. Sofi'nin tekdüze, gündelik okul ve aile dünyası yeni, zengin bir boyut kazanır.
Hiç kuşkusuz uzun süre özellikle Alman dergilerinin best seller köşesinde birinci sırada yer alan Sofi'nin Dünyası, felsefe tarihini okullardaki hatta üniversitelerdeki soğuk yüzü ile sunmuyor, onu hayatın içine çekiyor, felsefecileryle yaşatıyor ve hayatın devam eden çizgisi içinde dünden bugüne getirerek, Sofi'ye felsefenin kuru, öğrenilmesi gereken müzelik bir bilgi değil, her zaman hayatla çakışık özelliğini ispatlıyor.
insanoğlu soru sormaya başlayınca felsefe yapmaya, dolayısıyla da felsefe öğrenmeye başlıyor. Jostein Gaarder, insanın bu tutkusunu keşfetmiş.
Gaarder, kitabının başına Goethe'nin insanı sarsan şu sözünü almış:
'Üç bin yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır.'
Sofi'nin yer yer gündelik, yer yer sırlarla dolu düşünsel, fiziksel serüveni, düşüncelerin, felsefenin alabildiğine yoğun olduğu kitabı okumayı kolaylaştırıyor. O gerilim, merak içinde, felsefeyi, felsefecileri öğreniyorsunuz.
Gaarder, bir felsefeci, bir romancı, asıl önemli olanı da iyi bir pedagog, genç kuşağa, teenager'lara neyi, nasıl, hangi yolla ve hangi yöntemle öğreteceğini iyi biliyor.
Bazı eleştirmenler, kitabı Alis Harikalar Ülkesinde'nin doksanlı yıllardaki versiyonu olarak nitelendiriyorlar. Bir eleştirmen kitap için, "eski sorulara yeni cevaplar veren kitap" diyor.
Sofi'ye kalın, göz korkutan bir kitap verilmiyor, adım adım felsefe öğretiliyor.
Bir italyan dergisi de 'Gülün Adı'ndan (II nome della rosa) yola çıkarak 'II nome della filosofia' demiş. Buradan, herkesi, bir romana vereceğiniz küçük bir emekle Descartes'dan Hegel'e, Marx'tan Freud'a felsefe tarihini öğrenmenin zevkini tavsiye ediyorum.
Gaarder, ciddi bilgiyi, ille de ağır başlı bir metin içinde vermenin çağının geçtiğini iyi biliyor. Roman örgüsü içinde, düşüncelerin kendi ile düşünceyi üreten arasındaki hayati bağlara da yer vererek.
Romanın kahramanlardan biri ne diyor: "... Kristiansand'daki kütüphaneye gitmiş, orada gençler için yazılmış tek bir felsefe kitabı bulamamıştım."
Sofi'nin posta kutusunda 14 yaşında bulduğu zarftan çıkan 'Sen kimsin' sorusunu hepimiz soruyoruz, ama cevabını bulamıyoruz.
Gaarder, sizin bunu cevaplandırmanız için işi kolaylaştırmış ama basitleştirmemiş.
Bir solukta bitirmeseniz de, çağlar için zevkli bir yolculuk yapacağınız hoş bir felsefe tarihi/roman.
Edebiyat hocası: "Arkadaşlar Sofinin Dünyasını okuyan varmı aramızda."
Ezik öğrenci: "Ben."
-Aferim aramızda kültürlü insanlar da varmış bakın hepiniz ot değilmişsiniz. Sözlü notuna 100 verecem.
- Ama bişey anlamadım.
- hmm(harbiden ezikmiş) Tamam arkadaşlar sözümü geri alıyorum sizden bi b.. olmaz.
bizde sofinin dunyasi ismi ile un yapmis, jostein gaarder in felsefi icerikli kitabi.jostein baba felsefenin ne kral bir uzmanlik alani oldugunu, ilk okuldan itibaren okutulmasi gerektigini soylemis.
okudugum en eglenceli, en egitici romanlardan biri idi. felsefe tarihini kizlar gibi anlatiyor.
kitap aslında bu.
ilk baştan felsefe tarihi üzerine bir kitap sanıyorsunuz.
Öyle zaten ama baska bir seyler daha var.
Adam boyut manyagı oluyor...
Böyle (bkz: ambele olmak) gibi bir şey...
Okunmalı...
jostein gaarder isimli norvecli yazarın yazdıgı felsefi roman. insanı sıkmaz, felsefe tarihine ait, basit bir dille yazılmıs, surukleyici, akıcı bir kitaptır.
kitabi okurken birden boyut degistiren kendimi bir saniyeliginede olsa sanki yasamaiyomusum gibi hissetmeme neden olan kitabin giris cumlesi olan "Sofi amundsen okuldan eve geliyordu" cumlesini defalarca okumamiza neden olan okumayan insanlarin topluma zarar oldugunu ve hepsinin toplanip bir cukura gomulup yakilmasi gerektigini dusundugum kitap
NOT: dunyada 2 tip insan vardir 1-sofinin dunyasini okumus olanlar 2-okuyacak olanlar
fatih kolejinde lise edebiyat hocamızın dersi geçmek için okumayı zorunlu kıldığı kitap. felsefe tarihine giriş için el kitabı olarak kullanılabilir fakat kitabı okuyan genelde kendini filozof zannedip her bulunduğu ortamda ahkam keser
bir insana başını açtırıp kapattıracak kitap bu değildir o kitap için (bkz: kuran i kerim).
bir dönem felsefe dersiyle ya da hocasıyla başı belada olan lise gençliğinin dertlerine derman olan, okunmasada felsefe hocasının gözüne sokularak felsefenin hastasıyım imajı çizmeye yardımcı olan kitap.
ben 6. sinifta iken sinifimizda bizden 2 ya$ buyuk bir arkada$ vardi, hafif yarma. hani serbest okuma saatleri olur ya, o saatlerde bu kitabi okurdu o yarma arkada$imiz. hoca bir gun dayanamadi heralde "ne diye okuyorsun ki bunu, ben bile anlayamiyorum." demi$ti. bu kitap hakkinda aklimda kalan tek bilgi budur.
genelde bitemeyen kitaplar listesinde yer alır ama ben hiç anlamam insanlar bu kitabı niçin bitiremezler? ben kimim sorusuyla başlar ve sizi akropolis'in orta yerine bırakıverir. filozoflarla buluşursunuz. kitabı okurken siz siz değilsinizdir artık, başka bir dünya da başka bir bedende özünüzü arıyorsunuzdur.
çok sevdiğim bir roman çünkü kurgusu ve işlenişi özellikle sonu ile gayet aksiyonludur da. klasik bir felsefe kitabından çok öte. kitaptaki bir cümle dahi kaçırılacak türden değil. kısaca;
okuyun. *
uygarlık tarihi hocamın, final sınavında soru soracak olması sebebiyle okumak zorunda bırakıldığım ama okumaya başladıktan sonra 'yok ya o kadar da kötü değilmiş' hissine kapıldığım, felsefeye tatlı bi yönden yaklaşan, insanı düşünmeye sevk eden, yaklaşık 600 sayfadan oluşan kitaptır..
çevirisini çok başarılı bulmadığım,yaşınız 15 yaşları geçtiyse şayet; basit anlatımı nedeniyle sizi bunaltacak ölçüde kolay yazılmış bulacağınız,didaktik yönü ağır basan prep-felsefe kitabı..
yazarı jostein gaarder bir felsefe öğretmenidir, kitap sofi adlı küçük kızın bir gün 'kimsin' yazılı bir mektup almasıyla başlar ve bu soruyu insanın kendine sorabileceği ama cevap bulmakta güçlük çekeceği nasıl-neden gibi temel soruların sorgulanması ile yüzyıllar önce bu soruları sormuş insanların bulduğu yanıtlar ve böylece oluşan düşünce tarihinin anlatılması takip eder. sofi tüm bunları felsefe öğretmeninden dinlemekte bu arada garip olaylar yaşamaktadır, yaşanan bu garip olaylar kitabın en sonunda insanı şok eden bir biçimde bağlanır. felsefeyle ilgilenmeye başlayan insanların okuması gereken ilk kitaplardan biridir, yada başlangıçta felsefeyle ilgilenmeyip tesadüfen başlayan insanların okumaya devam ettikleri takdirde felsefeye mutlaka merak saracakları kitaptır.
Kim ne derse desin 12 yaş ve civarında ki insanlar için yazılmış bi felsefe kitabıdır. Anlatım dili basitçedir. Okumayan arkadaşlar varsa tavsiye etmem okumasınlar.