nostaljik kış gecelerinin vazgeçilmezlerinden biridir. portakal kabuğu usul usul yanarken, odaya hafif bir portakal kokusu yayılır ve kışın tadına varılır.
pek sevdiğim, babaanne işi harekettir. sobalı evde büyüyen çocukların duyduğu an gözünde kış gecelerinin canlanmasına sebep olandır ayrıca.
önce portakallar soylup yenilir, sonra kabuklar soba üzerine. odayı kaplayan kokusu pek unutulmayandır. **
bir nesil bundan zevk aldı, hatta ebeveynler kızdığı halde gizli gizli sıcak soba üstüne limon kolonyası döküp deneysel hazlar yaşadı. havaların soğumaya başlaması evdeki nüfusun da artması demekti. çünkü babaanne nasıl olsa gelecek, sobalı odanın bir köşesinde sessiz sessiz kazak örecekti. tüm bunlar o zamanlar tarifsiz mutluluklara kapı açsa da maalesef günümüzde sobalı evde yaşayan çocuklar aynı duyguları yaşayamıyor. çünkü eskiden tüm evlerin küçük bir kısmı soba dışında ısınırken şimdi sobalı evde yaşamak azınlık psikolojisini beraberinde getiriyor. eğer hislerimin doğru cümlelerle yazıya döküleceğine kanaat getirseydim devam edecektim ama şimdi istanbul için tütün vakti.
üzerine portakal kabuğu konulan sobanın üstünde bir türk icadı olarak duran telli çamaşırlık üzerinde o gece kuruyan atleti giyen bir çocuksanız eğer, gün boyunca o huzurlu kokuyu hissedersiniz burnunuzda.
elma kabuğu da koyar bazıları, gökyüzünde çok yükseklerde yalnız başına yaşayan bir kuşu beslemek için çünkü o kuş sadece elma kabuğundan çıkan buğuyla beslenir.
yakmışsındır sobanı içerisi sıcacık olmuştur. Yediğin mandalinanın kabuklarını koyarsın sobanın üzerine kabuklar gevrekleşmeye başlar, gevrekleştikçede oda mis gibi kokmaya başlar.