efenim nasıl ki buzdolabının arkasına poşet sıkıştırmak, saklamak vazgeçilmez bir anne ritüeliyse, sobanın üzerinden güğüm eksik etmemekte unutulmaz bire anne ritüelidir.
ekseriyetle, başını sabit tutamayan bir çocukla annenin verdiği resmi veren, bir büyük güğümle bir küçük güğümün, biri bir tarafa biri bir tarafa bakardı.
ikisinin kullanım yerleri farkılıydı. büyük olanla çamaşırlar yıkanır, çocuklar cıpcıp ettirilirdi.* küçük olanlada günlük cam silmelerde, çay demlemelerde kullanılırdı.
çocukların takılıp sıcak su ile haşlanmalarını önlemek için anneler güğümün kulplarını sobanın arkasına bakacak şekilde koymak suretiyle * ihtimamda gösterseler, ev işlerinden kafası allak bullak olan annenin, yeri gelir güğümleri hasbalkader yerleştirirdi.
bir resim çekimi süresince kafasını sabitleyemeyen bir çocuğun sobanın üzerindeki güğümlede ilişkisi biraz enterasandı elbet. bir kere güğümden yansıyan aksiyle tuhaf tuhaf hareketler yapardı. ***
bazende ''şöyle ayaklarımı sıcak su deposu güğüme yaslıyarak ayakaltlarımı ısındırayım oooh miss'' diye düşünen çocuklarda vardı. bunu hayata geçirip güğümün devrilmesine, eşşek sudan * gelinceye kadar dayak yemesine * sebebiyet veren aksilikleride olurdu. *