Epey fazladır.uni yıllarında bir kış akşamı sobalı bir bekar evinde cayır cayır yanan sobanın hemen yanıda kurulan yer sofrasında rakı içiyoruz arkadaşlarla.. muhabet sargın soba sıcak..gecenin ilerleyen saatlerinde çiş yapmak için yerden anı bir sekilde kalkıyorum. Başım dönüyor ve sobaya doğru meylediyorum.kararliyim sobaya hallenecegim! Tam birleşme gerçekleşecek iken yanımdaki arkadaş durumu Fark ediyor ve kazagimdan tuttuğu gibi, sobayı kucaklamadan beni geri çekiyor.
kışın kesinlikle hissedilen etkidir. Cemal Süreya’nın dediği gibi... Isınmak üzerine ne düşünürsünüz bilmem ama sobanın mutlulukla bir ilgisi olmalı.
şu fotoğrafa bak be çocukluğum geldi aklıma. Banyo öncesinde sobanın borusuna asılmış ,tellerde ısınmış atletle kilodu giymek, Banyodan sonra sobanın yanında ısınmak ve kurumak, Ellerini yıkadıktan sonra kalan damlaları sobanın üstüne akıtarak coss sesini dinlemek, çayı sobanın üzerinde demlemek, Gece olduğunda sobanın içinde yanan ateşin duvara yansıyışını izlemek... ne güzel günler be vallahi billahi.
büyük ihtimalle geçen sene olduğu gibi bu sene de soba kurabilirim.