Soğuk havada eve gelince elleri sobaya yapıştırmak tabiki.sobanın olduğu odanın aileyi toplaması ayrı bir güzellikti şimdi anlıyorum değerini ama geç oldu be abi çok geç büyüdükten sonra.
sobanın üzerine su damlatmak tomurcuk tomurcuk dans ediyorlar. ekmeği tost şeklinde ısıtmak. et közlemek. ahh en güzelini en sona sakladım. tabikide uyurken tavana yansıyan ateşler. hey gidi günler. zamanı geriye mi alsak acaba ?
Annemler yoktu evde biz abimlerle sobanın içinde patates közleyip yemiştik hatta alamadan geldiler hemen alıp odada gizli yemiştik o tad o güzel anılar hiç bir zaman geri gelmez bide sobanın üstüne kolanyalı döküp yakıyorduk falan en büyük eksınımız buydu şimdi o yaştaki çocuklar sigara içiyor ot içiyor.
Başlı başına kestane diye bir faktör var zaten. Onun haricinde sobanın yanında kedi gibi mayışmak, ailecek o sobanın etrafında yapılan sohbetleri hiç saymıyorum bile. Cansız bir varlığa ruh kazandırdık resmen.
hele de kuzineli ise soba tadından yenmez orada yapılan patatesler, yemekler.
ama en güzeli de soba üzerine düşen su damlacıklarının çıkarttığı fıkır fıkır cos cos oynama sesidir.
Odun taşımak.
Ulan bu kodumun sobası elli lira madem bu kadar özeniliyor niye alınıp yakılmıyor.
Neyse işte üzerinde çay güzel oluyor. Bir de karanlıkta alevleri tavana yansıyınca fena değil. Bir de üzerine portakal kabuğu cog hoş.