genelde sobanın yandıgı odadan kimse ayrılmak istemez. tuvalete bile gitmek istemez insan bazı zamanlar. ama oyle anlar vardır ki odadan cıkıp baska bir odaya gitmek lazım gelir. iste o anda yerinizden dogrulur, once sobanın yanına gidip yeterli ısıyı vucudunuza depo edersiniz. hemen akabinde hızlı adımlarla kendinizi odadan dısarı atarsınız. o sırada odadan biri kapıyı kapatmanız icin arkanızdan bagırır. ve sonra gireceginiz odanın kapısını acarsınız. genelde kapalıdır zaten bu kapılar da. alacagınızı alır sonra tekrar sobanın yandıgın odaya geldiginizde ferah bir nefes alıp ayagınızın altını sobaya yakın tutarak ısıtırsınız. bambaskadır o anın gerginligi. hayatımızın kısa filmlerinden biridir.
sobalı oda dışındaki işleri koşarak yapmaya sebep olan gerginliktir, tek güzel yanı daraltıcı sıcaktan çıkıp evin buz gibi olan diğer kısımlarında sigara içmektir.
çok küçükken, vakti zamanında sobanın çok yaygın olduğu 90ların başları ve 80lerin sonlarındaki çocukların yaşadığı gerginliktir. öyle ki anne sıkı sıkıya tembihler dışarı çıkmamanızı, dışarısı o zamanlar odanın dışarısı olarak algılanır. suyu bile odanın içerisine koyar anne. koşarak tuvalete gider sonra aynı hızla sobanın yanında alırsınız soluğu. sobanın o çıtır çıtır sesinde ve o içerisinin mükemmel havasında uyumak kadar güzeli yoktur. olsa da uyusak, gerginliğe razıyız.