ayaklarımız ısınsın diye sobaya dayayınca sobanın ileri doğru milim hareketinde dahi harekat ı arz olmuş gibi irkilerek ulan acaba babam gördü mü diye düşününen içimizin daha sıcak olduğu günleri yaşayan nesildir...
kardeşim çok ufakken oyuncaktan yemek seti vardı, tabağı kaşığı çatalı falan. ben de onun eşyalarını elinden alıp alıp sobaya atıcakmışım gibi yapıyodum, o da inanıyodu attım sanıyodu. sonra bi gün gerçekten attım, ama yanlışlıkla. o da atmamıştır bu yine kesin dedi sanırım oralı olmadı. ama gece boyunca uyuyamamıştım kardeşimin oyuncak bıçağını sobaya attığım için. bu da böyle bir anımdır. burdan alınacak ders, sobaya oyuncak atmayınız. içiniz acıyor.
ayaklarım ısinsın diye ayaklarımı sobaya dayayıp naylon olan çoraplarimın eriyip , ayaklarımın son anda dedemin bir çırpıda ayaktan çorapları çıkarmasi sonucu ucuz yirttigim gün geldi aklıma.günler gelip geçiyor hızlıca bak o ihtiyar şimdi hayatta değil.önemli olan onun gibi geride ne bırakacagimiz.konu biraz dağıldı farkındayım ama hep bir arada. olduğumuz güzel günlerdi. bu soğuklarda o geceler geliyor aklına.
dahil olduğum nesildir. hala da dahilim. sobayı beğenmeyen gitsin kendi bokuna elini uzatsın ısınır belki. soba gibisi yoktur. klima denen hava kurutucu illete karşın soba candır, kıştır, tasarruftur.
babanın odada sigara içmesi, ses çıkarttığında azarlanman ve odayı havalandırmana karşı çıkılması sebebiyle, sigara dumanı eşliğinde bir baş ağrısıyla uyumaya çalışan nesildir.
gecenin bu saatinde uyandıklarında, yavaş yavaş sönmeye yüz tutmuş ateşin tavandaki titrek yansımasını görmüş nesildir.
..
sabah kimse uyanmadan, çilekeş anne külünü atıp yeni kovayı koyacaktır sobaya daha.
güzel günlerin bir bir eriyip gittiğni gösteriyor biz köyde yaşarken kışın eve girip hic kimseye selam vermeyip direk sobanın yanına gdip buzların çözülünce konuşmaya başlamak güzel şeylerdi bunlar.
o benim. ama üniveritedeyken insan kaloriferli eve alışıyor edirne'nin muzur soğuna inat. sonra bırakamıyor. sıcaklığın o vucutta bıraktığı nahoş duyguya üşüdüğünde kalkıp soba yakmanın zahmetine tercih eder oluyorsun. ve birde bakmışsın o eski sobalı evler nerde diyorsun. üzülüyorsun.:(
abi efsane falan değiliz. neydi lan o gecenin ortası biter kömür kıçın donar. sabah uyanırsın yorganın dışı buz gibidir sanırsın sibirya aq. hade onu geçtim sobanın etrafı sıcakken uzaklaştıkça oda soğur. kömür zehirlenmeleri cabası.
közlenmiş patatesler, soba üstünde ısıtılmış ekmeğe tereyağı sürüp üstüne birde çökelek, üzerinde mis gibi kestaneler pişirip ailecek bir arada eğlenmek. bunlar özlenmez mi, o mutluluğu bir daha yaşayamayacak olduğum için çok üzüldüm şimdi.