dışardan geldiğinde buz gibi ayaklarını sobanın dibine getiren, soba üzerinde demlenen caydan içen, soba üzerinde kestane pişiren ve sıcacıkken alıp parmakları yana yana soyan nesildir aynı zamanda, sıcaklıgi verdiği ısıda değildir sadece bir kültürdür soba...
ben varim. deli gibi de ozluyorum o sicakligi. hele 386 paund (uc aylik yaz faturasi. bakalim kisin ilk faturasi ne kadar gelecek) dogal gaz faturasi, gotume vazelinsiz girdiginden beri.
Sabah buz gibi eve kalk , sobayı temizle , odunu kömürü ayarla ,ççırayı tutuştur sonra bekle ki odunlar tutuşsun da soba cayır cayır yansın . Dibinde titreye titreye giyindiğimde oldu , giyinirken elimi kolumu yapıştırdığımda , hatta donlarımızı sobanın bir askılığı vardı onda kurutmuşluğumuzda . Benim için iyi yanı kestane pişirmek , mandalina kabuğu yakmak , üzerine su döküp coslamasını seyretmekti . Ah ulam çocukluğum .
ulan bunu da mı efsane yaptınız. Ilçe ve daha küçük yerleşim yerlerinde genel ısınma aracı hala Soba. Büyükşehirlerde de sıkça ve hala kullanılmakta. Millet çocukluğuna dair neyi özlüyorsa bitti sanıyor Amk ya.
allahım; "bi bitmediniz amk" dediğim şu efsane nesil. tamam biz de leğende yıkandık soba kenarında kururduk ama bunu böyle bir duygusallığa bürüyüp periyodik zamanlarda gündeme getirmenin alemi ne?
efsane efsane, keşke kombi olaydı, bildiğin rezillik. eğer karamsarlıktan kafayı çıkarıp sağa sola bakmak gerekirse de; evet, geçmiş zaman üstüne manevi bir değeri olacak her zaman.
edit; 88 liyim.