evde odalar arası mevsim değişikliği yaşanırdı.
ortası yoktu ısı derecesinin. ya sobalı odada iliklerinize kadar ısınır, kendinizi kızgın çöllerde zannederdiniz ya da sobalı oda dışına çıkıp aniden kutuplardaymışsınız gibi hissederdiniz.
birçok kişiye göre dezavantajlı olan bir durumdur. ancak büyümeyen bilemez. her oda sıcak değildir ancak sobanın bulunduğu oda samimidir. aileyle çok daha fazla zaman geçirilir. sobanın üzerinde kavrulan kestanenin tadı, yıkandıktan sonra sobanın arkasında oturmak, soğuktan gelip sobanın arkasına yatmak insana haz veren olaylardır. ağabeyle, ablayla, kardeşle yapılan kömür alma kavgasının bile tadı başkadır. *
sobanın üzerine tükürüp, tükürüğün nasıl bir şekil aldığını görür, çok mühim bir iş yapmış gibi sevinirdik. sobalı evde büyümekcıs'ın anlamını bilmektir.
Dünyanın en güzel şeyiydi yaa. Herkes bi odada olmak zorundaydı,koyun koyuna yatılırdı. Kestane pişerdi, mandalina kabukları konurdu sobanın uzerine ve butun ev mandalina kokardı. Samimiyet vardı yaa ne günlerdi. Kalorifer , dogal gaz geldi herkes odalara sıkıştı. Nerde eski sobalı evler .
sobanın yanındaki kocaman minderde uzanıp, sıcaklığa sırtınızı vererek hayal kurarken uyuyup kalmayı, kucakta yatağa taşınmayı bilmek demektir.
sobanın üzerine konulan portakal kabukların ısınmasıyla çıkan tatlımsı kokuyu bilmek, sabahları sobada ısıtılmış ekmeklerin kokusuna uyanmayı,yaşamak demektir.
sobanın üzerindeki çaydanlıkta kaynayan suyun fokurtusu ile yanan odunların çıtırtısını dinlemenin keyfidir.
ve sobada kızartılan kestanenin tadını başka hiç bir şeyde bulamamak demektir.
birde kül dökme işi sizin değilse süperr..
kötü yanları da var tabii, sönmeye yüz tutmuş sobaya atılan odun tutuşmayınca üzerine gaz yağı döküp yüzünün tüm tüyleri ile birlikte kaş ve kirpiklerinin de yanması demektir. hadi önde yanan saçları kamufle etmek için kahkül kestirdik te kaş çizecek halimizde yoktu ya..
fukaralığın belki de en güzl yanıdır. bir de sobanın üzerinde her daim bir su güğümü yada demlik bulunurdu. bayat ekmeği sobaya tutarak ısıtmak başka bir haz verirdi insana...sucuk yumurta pişirilirdi üstünde, kokusu odanın dört duvarında sekiz tur atardı. bebekler hasta olmasın diye sobanın yanında leğenin içinde yıkanırdı. garip bir tecrubedir. düşünsenize yeni jenerasyon belki de hiç yaşayamayacaktır o sıcaklığı.