Şu hayatta özendiğim sayılı şeylerden biri de sobalı evdir.
Sobalı evlerde, tadını çıkaramayacak kadar az bir süre kaldım. dolayısıyla hevesimi de alamadım.
Banyodan sonra, sobanın arkasında durup ısınmak oldukça keyifli ve huzur verici olmalı.
Ama işte olmadı.
Yaşayamadım.
bir güğüm su.
mavi leğen.
arap sabunu.
kese.
ve anne eli.
yapılışı.
öncelikle külotla ya da çıplak bir şekilde, leğene girilir, anne kollarını sıvayarak başlar sizi yıkamaya, ses edemezsiniz, sonra siz çıkmadan önce kalan suya çamaşır falan atar ve çamaşır yıkar.
Çocukluğa ait nostaljidir
Banyodan ilk çıkış anı şok, sobalı odaya giriş anı ise düğün dernek duygusudur nerdeyse.
Anne kişisinin, soba yanında ısıttığı çamaşırları giymek, dünyanın en huzurlu, keyifli anlarına taş çıkartır.
saçma gelecek belki ama vallahi keyifliydi ya. ne bileyim ya da biz geçmişe duyduğumuz özlemden dolayı keyifli zamanlarla bağdaştırıyoruzdur sobalı banyo akşamlarımızı. ama keyifliydi bence.
kazan genelde tüp üzerinde kaynardı bazen de ocağın üzerinde. fokur fokur kaynayıncaya kadar beklerdik. sonra o suyu kovalara pay ederdik. banyo süresine göre de üzerlerine soğuk su takviyesini yapıp ohh mis gibi banyo keyfi yapardık buharlar eşliğinde.
banyodan once anneannenin sobanin ustunde kiyafetleri isitmasidir. banyodan sonra havluyla buz gibi koridoru kosa kosa gecerek salona dalmaktir. dedenin kafasini one egerek-ben bi sigara iceyim diyerek mutfaga gitmesidir. o sicakta mayisip televizyon izlerken tekli koltukta uyuyakalmaktir. sobali evde banyo yapmak essizdir vesselam.