Sobanın yanında mayışıp uyumak kadar tasasız güzel bir duyguyu yaşayan çocuklar büyütmüştür o ev. Çocukların yanakları kıpkırmızı olmuştur sıcaktan. Soba olmayan odalara giderken biliyordur o sobanın kıymetini, koşa koşa geri döner sobanın başına sobalı evin çocuğu. Hemen ellerini ısıtır. Anne babası gençtir, çocuk küçüktür. Belki de hiç onlardan birini kaybedeceğini düşünmemiştir o evde yaşarken. Aile kavramını en samimi haliyle öğrenmiştir. Hep beraber birşeyler yapmayı, birliği, sevgiyi. En çok istediği sobanın başında leğende banyo yapmaktır pazar geceleri. Odanın mayıştırıcı sıcaklığında ödevlerini yaptıktan sonra tüplü televizyonda film izler o çocuk.
Çoğu insanın aksine hayalimdeki evdir. Hani şöyle kemiklerine kadar ısınacağın, kuzine sobasıdır.üstünde mis gibi kokan karanfilli çayın tıngırdarken, içinde patates pişmesi tercihimdir.
çok acaiptir.
sadece oturduğunuz odada yandığı için özellikle kütahya gibi ayazıyla ünlü mahallerde sobanın önemi büyüktür. kış aylarında evin merkez noktası sobadır. günlük hayat tarzını sobaya göre ayarlarsınız. ısınmanızdan beslenmenize, çamaşır kurutmaktan akşam muhabbetlerinize kadar her türlü eylem sobanın etki alanındadır.
borusunda çamaşır askısı, üzerinde fokurdayan bir güğüm vardır.
kahvaltılarda üzerinde köy ekmeği kızartılıp tereyağı sürülür.
pazar akşamları bizimkiler dizisi başlamadan önce banyo yapılır , banyodan havluya sarılıp ısınmak için sobanın yanına koşulur.
hatta bu koşulardan birinde hızımı alamayıp göbeğimi sobaya coss diye yapıştırmıştım. bu da böyle bir anımdır.
Severim. O sobaya çıkan çöpleri koyunca sanki bütün dünyanın çöpünü yakıp bitirmişim gibi hissederim hep. Sobanın üzerine portakal kabuğu koyunca etraf çok güzel kokar. işlevseldir soba. Isınmak için, çamaşır kurutmak için, yemek pişirmek için... Gece sobadan çıkan çıtırtı seslerini dinlerken uykuya dalmak gibisi yoktur.
sobanin oldugu evde huzur vardir abicim ev halki orda bulunur hep ellerde telefon olmaz sobada kestane patates olur iple cekilir patatesin kozlenecegi vakit sohbet muhabbet doludur.