malum evdeki sobalı oda, yeryüzünün en sıcak odalarındandır. karşınızda televizyon varsa, hele biraz da yorguncaysanız; koltuğunuzda uyuklamanın tadını hiçbir yerde bulamazsınız.
her ne kadar soğuk olsada en sıcak evdir.odunun kömürün kokusu yeter,elektrikler kesildiğinde odaya verdiği ışık yeter,üzerindeki kestane,ekmek kokusu yeter,ama yanan kazak kollarımı hatırlamak istemiyorum,bembeyaz donlarımız bile yanardı be.ama iyiydi iyi.doğalgaz doğallığımızı bozdu.
şartları zordur ama tadından yenmezleri de boldur.
üstünde yuvarlak doğranmış patates,kestane,ekmek vs. kızartmanın güzelliğini ve kızardıktan sonra ki tadını hiç bir yerde bulamazsınız.
bir zamanlar çocuklar duymasın dizisinde duygu ve havucun*. babalarının anlattığı çocukluk anısı üzerine soba neee? gibi saçma bir soru sormalarına sebebiyet veren sadece dizilerde görebileceğimiz tepkiye bir taraflarımla güldüğüm evdir.
Sobanın olduğu oda haricinde diğer odalarda oturduğunuzda donma ihtimaliniz yüksek olduğu
banyo yapmaktan insanı soğutan
tuvalete gitmek, su içmek veya herhangi bir eylem için odadan çıkıldığında bir tarafınızın donduğu
o odadan çıkmadığınız sürece herşeyin güzel olduğu
sizi sıcaklığıyla mayıştıran
üzerinde kestane yapılan
hatta ekmek kızartılan
bazen üzerine su sıçratıp o suyun çıkardığı sesin yüzünüzde salak bir gülümseme yaratması
aile bireylerini etrafında toplayan
zorluğu olduğu kadar güzel yanlarının daha çok bulunduğu bunları yaşamanın tadını hiç bir yerde bulamıyacağımız evdir.
uyku denen eylemin temel gerecidir.
odun sobasının olduğu odada uyumak bir zevk , bir huzurdur.
kütür kütür yanan sobanın sesi insana ninni gibi gelir.
nereden çıkardılar şu doğal gazı arkadaş.