Tamam soba yakılan oda sıcacık oluyor, bunun yanında sobayı ocak niyetine de kullanabilme gibi avantajları var ama, çok afedersiniz insan zıçmaya üşeniyor. Soba yakılan oda afrika, lakin tuvalet, banyo, mutfak sibirya.
imkansız aşkı betimler, duvara yansır ya, sobanın ateşi.
insanların duvarlarına yansıyan eflatuninin ateşi gibi, hep bir duvar da kalıyor insan, Eflatuninin ateşi de yansıyor duvarlarına.
eflatuni imkansız aşk demektir osmanlıda...
ulan bırakın klişeleri artık. insanoğlu kıçını az daha rahata erdirmek için vazgeçti o sobalardan. özlenendir diyorsunuz eyvallah da kaçınız onun temizlenmesi ile odunlarının taşınması ile küllerinin boşaltılması hatta yakmak için kömür yakılması yahut odun kırılması gibi sorumlulukların altına girdiniz ki ''soba başında çay içmek muhabbet etmek aman portakal kabukları yok yok kestaneler'' diyebiliyorsunuz. yozlaşan bizleriz hocam. kaldır başını telefonundan yine et muhabbetini. madem o kadar çok özlüyorsun. madem senin için çok önemli hatıralara ev sahipliği yaptı. al bi tane koy salonunun ortasına yap yine yapacaklarını..
yaptın mı? kim uğraşacak dimi? o zaman prim yapmayı kesin kardeşlerim.
Herkes methiyeler düzmüş bu eve. Ulan bu alttan ısıtmalı, ekstra iklimlendirme sistemli evleri kim alıyor. Hepiniz sobalı evde oturun. Bütün millet 15 dakika öncesini özler olmuş. Bu geçmiş özlemi, geçmiş fantezisine gıcık olmamak elde değil.
Sabah soba yanincaya kadar kalin yun yorgandan cikmazdim.yorgan o kDar agir olurduki kipirdayamazdim. Bi de o yorgan soguk odadan gelince buz gibi oluddu. Mazosist gibi soguk hosuma giderdi.
kestane portakal kabuğu patates. kurutulan çamaşır. üstüne tükürüp çıkardığı cos sesinden zevk alan çocuklar. sobaya uzatılan ayaklar. sobanın yanındaki duvarın dibinde ve hemen üstünde duvara dayanmış iki minder.
Şimdilerde hala bulunan evlerdir ama o sobalar yakın gelecekte nostaljik bir değere sahip olacak ve bu yüzden satın alınıp bir süs eşyası olarak tekrar evlere girecek.
Sobanın yanında mayışıp uyumak kadar tasasız güzel bir duyguyu yaşayan çocuklar büyütmüştür o ev. Çocukların yanakları kıpkırmızı olmuştur sıcaktan. Soba olmayan odalara giderken biliyordur o sobanın kıymetini, koşa koşa geri döner sobanın başına sobalı evin çocuğu. Hemen ellerini ısıtır. Anne babası gençtir, çocuk küçüktür. Belki de hiç onlardan birini kaybedeceğini düşünmemiştir o evde yaşarken. Aile kavramını en samimi haliyle öğrenmiştir. Hep beraber birşeyler yapmayı, birliği, sevgiyi. En çok istediği sobanın başında leğende banyo yapmaktır pazar geceleri. Odanın mayıştırıcı sıcaklığında ödevlerini yaptıktan sonra tüplü televizyonda film izler o çocuk.