bu milletin seçtiği milletvekilinin zihniyeti de böyle olur.
ya kardeşim, sen soğan ekmek yiyelim diye mi milletvekili oldun?
bu insana da gerçekten de kızmıyorum.
bu insanı seçenlere kızıyorum.
bu insanı milletvekli seçenler; siz maaşınızı alamadığınız bir yerde çalışmak ister misiniz?
ne bileyim, pazara çıktığınızda çöpe atacağınız meyve sebze alır mısınız?
mağazaya girdiğinizde üzerinize olmayan giyemeyeceğiniz elbise alır mısınız?
markete girdiğinizde yiyemeyeceğiniz ihtiyacınız olmayan bir ürüne para verip alır mısınız?
evinize eşya alırken kullanamayacağınız bozuk çalışmaz sizin işinize yaramayan bir alet eşya alır mısınız?
birine yol sorsanız sizi yanlış yere yollayan kişinin söylediği yere bir daha gider misiniz?
peki size yediğiniz makarnaya bile muhtaç hale getirip soğan ekmek yedirecek anlayışta kapasite de bir insanı nasıl seçersiniz?
hangi parti ideoloji yönetim olursa olsun, böyle milletvekili bakan hükümet başkan cumhurbaşkanı olur mu?
böyle insanlara oy atılır mı?
evinizde bozulan eşyayı, kullandığınız arabayı tamir servise verdiğinizde bile size daha fazla masraf çıkaran, kullandığınız eşya arabayı bozan hurdaya çıkaran birini tercih eder misiniz?
diş ağrısı için gittiğiniz doktor sizi yanlış tedavi ile bir organınızı kaybetmenize neden olsa o insanı bir daha tercih eder misiniz?
aldığınız elbiseyi ölçünüze göre yaptırmak düzeltmek isterseniz elbiseyi giyilmez hale getiren terziye olsun diyerek bir daha elbise götürür müsünüz?
bu ülkede sorun siyasetçi idareci rejim ideoloji parti yasa hukuk değil.
bu ülkede tek bir sorun var; bu ülkenin sorunu halk.
sen yaparsan orospuluk ibnelik, ben yaparsam; flört.
sen yaparsan günah, ben yaparsam; sevap.
sen yaparsan ihanet vatan haini, ben yaparsam; milli idare.
sen yaparsan zorbalık, ben yaparsam; halk beni seçti.
önüme gelen kızla yatayım, evlendiğim kız bakire olsun anlayışıyla cehaleti her türlü etik ve ahlak değerleri yok sayan birileri olduğu ülkede siyasetçileri eleştirmek aptallık.
siyasetçiler sen ben o hepimizin içinden çıkıyor, onları biz seçiyoruz, idarecileri bize zeus odin tanrı allah yollamıyor ve burada en masum olan da siyasetçiler.
ergenlik yıllarında bir abimiz vardı.
hayat yaşam insan ilişkileri hakkında felsefemi o oluşturmuştu. serserinin tekiydi, yolda görseniz çakal kabadayı bela derdiniz ama italyanca ve ingilizce bilen entellektüel biriydi.
o zamanlar kabadayılar delikanlı, orospular hanımefendiydi.
bana "bir işi yapıyorsan hakkı ile yap, düzgün yap, olması gereken şekilde yap. ibnelik yapıyor olsan da öyle bir adama göt ver ki; ben bile bakıp thebiggraywolf haklı ya, şu adama bak, ben olsam ben de o adama göt veririm diyeyim" demişti.
iktisadın basit kuralıdır, kalite; arz-talep dengesinin yansımasıdır. bunun iççin siyasetçileri eleştirmek ya eğitim yetersizliği ya da cehaletin bir yansımasıdır.
Malum parti vekilidir. Halktan biriymiş gibi görünmeye çalışıp bu kadar mı kopuk olur halktan bi vekil anlamış değilim. Gerekirse soğan ekmek yeriz yine taviz vermeyiz demiştir. Şaka gibi.
