tanım sorununu aştığımıza göre rahat rahat yazabiliriz heralde. kendi nick altıma yazıyor olmak aslında saçma gelse bile yazmak istedim. zaten bu yazıyı kaç kişi s.kler ki? bence sayıları üçü geçmez. yok yahu üçü geçmediği için üzülmem, relax olun. zaten tanımda da dediğim gibi sözlüğe geleli yaklaşık bir ay olmuştur, en fazla o da! bu bir ayda uludağ sözlük'ten ne öğrendin derseniz tek tek sıralayalım;
-hiçbir şey öğrenmedim!
-liselilerin takıldığı bir yer olmuş,
-bilgi içerikli entry sayısı çok az,
-oylanma diye bir şey yok,
-herkes yazıyor kimse okumuyor,*
-en anlaşılmamış entrymi gördükçe buranın nasıl bir yer olduğunu da cidden merak eder oldum!
-uludağ sözlük forum havasına bürünmüş,
-bol bol incici bulabilirsiniz,
-artık sarmayan yer.
ahanda uludağ sözlük hakkındaki düşüncelerim. okunmayacağını bile bile yazıyorum ya üşenmeden ben de şaşırdım kendime. hea unutmuşum uzun yazarsanız kimse okumaz yazılarınızı. okunmayacaksa ben ne diye yazayım ki burada ya da siz niye yazıyorsunuz abi?
tabi bu kadar eleştirdikten sonra uludağ sözlük'te takılma lan o zaman diyenlerede, ben de onu demek için nick altına yazıyorum zaten. geldim gördüm gittim olay bu üçlüden ibarettir. iyi yazarlar var tabi her sözlükte olduğu gibi fakat bu kadar kötü yazarların olduğu yerde, liselilerin olduğu yerde bunlar pek anlaşılmıyor. uzun yazı okunmuyor dedik hala yazıyoruz yahu.*
neyse lafı uzatmadan buralardan göçme vakti geldi artık. gerçi sözlüklerin hepsinden göçmüştüm. bi burası kalmıştı buradan da göçmek zorunda kaldık.
edit: eksileyen arkadaşa... şeklinde bir kısım bulunduran entry'sinin anlaşılmamış entry'leri arasında olmasını sözlüğün kalitesine bağlamış yazar.
ulu sözlük kaliteden geçilmiyor demiyorum. lakin "oylanma diye bir şey yok" şeklinde bir serzenişte bulunup eksi oylanınca "edit: eksileyen arkadaş, senin dötüne koyim" gibilerinden şeyler yazmak hiç de hoş olmuyor.