ağır konuşma bozukluğu. yaşıyorum buna bozukluk atsana.
ve laf ağızdan çıkar.
ağzımı bozdurma.
laf ağızdan bir kere çıkar.
özür dilemeyeceğim.
taş yuvarlanacak, yosun küsecek.
dağın haberi olmayacak.
görüşmecimin yeşil soğanı kokacak.
ne münasebet.
evet efendim sepet efendim.
her şey bir red ile başlayacak.
seni diş fırçalamak kadar özleyeceğim.
ağız kokumun bedelini burnuna ödeteceğim.
bir olura ölürüm ben.
sepet sarkar kartal kalkar.
sakar sepet
dibin düşüyor
ağzımı bozmayacağım.
ben kendi cebimden ödedim
gülücüğümün bedelini.
kimse biçmesin kendine paha.
çitin maliyeti
iti ötede tutması için
arz talep eğrisi
inişte göz yaşı olur
bayır aşağı.
onun bunun uşağı.
çartketti fark
görmezden mi gelmeliyim.
aynı dar
aynıdır yani
baktığınız açı.
kimse yalandan ölmez
çünkü en sahicisi ölüm.
külde bir ateşlik vardır en nihayetinde.
bir yanışla yani
yanmışlığa kavuşmuştur.
kül olmuştur.
kendini kul bilmiştir.
hal öyleyken böyle
bir kuple kablo olmaz mı
aramızda bu sahiciklikle.
en çok onaylanmayı seviyoruz
onaylanmanın sevildiğini bilerek
körler
körelmiş ağırlar
ağrılar
harf düşmesi
dudak büzüşmesi.
ya küserse dünya bana.
aman allah'ım burası nasıl tenha.
kendimle başbaşa kalırsam
hiç olduğumu anlarsam.
alkışlamalı beni dünya
kendi sesimi duyabilirim yoksa.
amuda kalk
armudun sapını göreceksin.
-oh baby baby it's a wild world-
do si la sol fa mi do