hep ezilmiş, horlanmış sevgiye ve şefkate aç 6. nesil yazarların göz pınarlarında bir damla gözyaşı parlatan başlıktır. zengin evindeki çılgın partiden korkup köşeye sinmiş kezbanın kartal tibetle ilk konuştuğu andaki umut ve şaşkınlığını yaşıyoruz. lakin "oynadım senle niahahhahaha, hadi gel nazan bu köylüyü bırakıp dansa gideilm" diyen bir ses duyar gibiyim? *