sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kere öldü kör oldum
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum
siz hiç hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanın biri söndü
gözümün biri söndü kör oldum
tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
söylelemesine maviydi kör oldum
taşlara gelince hamam taşlarına
taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
taşlarda yüzümün yarısını gördüm
bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
yüzümden ummazdım bunu kör oldum
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kere öldü kör oldum
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum
siz hiç hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanın biri söndü
gözümün biri söndü kör oldum
tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
söylelemesine maviydi kör oldum
taşlara gelince hamam taşlarına
taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
taşlarda yüzümün yarısını gördüm
bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
yüzümden ummazdım bunu kör oldum
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
cemal süreya'nın türk edebiyatı şiirinde (bana göre) doruğa ulaştığı dizeler.
sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kere öldü kör oldum
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum
siz hiç hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanın biri söndü
gözümün biri söndü kör oldum
tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
söylelemesine maviydi kör oldum
taşlara gelince hamam taşlarına
taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
taşlarda yüzümün yarısını gördüm
bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
yüzümden ummazdım bunu kör oldum
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
Sizin hiç babanız öldü mü
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Söylemesine maviydi kör oldum
Taslara gelince hamam taslarına
Taslar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taslarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
Evet öldü.
Biyolojik babam değildi dedemdi ama hayatımdaki herkesten hep kıymetliydi benim için. Sonra ben o buz gibi olmuş, morarmış ellerine sarılıp ağlarken "hani gelecektin?,söz vermiştin bana, neden kimsesiz bırakıyosun beni?" diye bağıra bağıra ağlarken hesap sordum. 13 yaşımda insanın ciğeri nasıl yanarmış onu anladım.
Bir cemal süreya şiiri fakat söyleyeceklerim bununla ilgili değil.
Bundan onbir yıl önce kaybettik babamı. Önce bir kaç gün hayata dönmeye çalıştırdı doktorlar ameliyatta. Babam yeterince dayanıklı değildi. Gençti de bakmayın. Henüz 40ında ya vardı ya da yoktu ama olmadı, beceremedi. Onu gömdük. Gömdüğümüz gün hayatımın en sıkışmış gününü yaşadım. iki duvar birbirine doğru yavaşça gelip birleşecekti ve ortasında da ben varmışım gibiydi o gün. Komşular ziyarete gelip gidiyordu akşama kadar. Başınız sağolsunlar, allah sabır versinler falan. Hepsinden de o sözcüklerinden de iğreniyordum. Öyle böyle değil kusma noktasına getiriyorlardı beni. Komşular samimiyetsiz ama gerekli olduğuna inandıkları baş sağlığını dileyip evlerine döndükten sonra ben annem ve kardeşlerim evde yalnız başımıza kaldık. işte hayatımın en anlamsız ve sorularıma cevap bulamadığım dakikalarını yaşıyordum. Sorsan ya on ya onbir yaşındayım ama o cenaze selamında sıraya girdiğim için artık bir anda büyümem gerektiğini anlamıştım. Biz çekirdek aile kalmıştık geriye. Sadece biz. Bir eksiktik şimdi. Yoktu babam. Akşam olduğunda annem bir yandan ağlarken bir yandan da yemeğimizi veriyor, yataklarımızı seriyordu. Daha yeni kocan ölmüş ama sen hala bir şeylerin devam ettiğini hissediyorsun. Hissettiriyor ölüm sana. Dersim halkı, bir evde biri ölür. O ölen kişinin ailesi de akşam evde yalnız başına kaldıklarında ölen kişinin komik anlarını anlatıp gülerler. Bu gülüşmeler belli bir zamandan sonra kahkahaya dönüşür. Bu kahkahanın adı sarı kahkahadır derler.
Sivas katliaminin yıldönümünde aklima Metin Altiok'un kızı Zeynep Altıok'u getirmiş şiirdir.
Bir eski fotoğraf üstüne kargacık el yazisiyla "babanı hep böyle güleç hatirla" notu düşmüştür üstad.