Sivas katliamında yanarak ölen şair metin altıok'un kızı zeynep akatlı altıok'un radikalde yayınlanan aynı adlı yazısı;
--spoiler--
"Siz sayın devlet yöneticileri nasıl ki 18 yıl önce günler öncesinden planlanan kalkışmanın piyonu olan binlerce kişinin 35 insanı diri diri yakışını 8 saat boyunca eliniz kolunuz bağlı izlediniz, öyleyse bugün orada kayıplarının yasını tutan birkaç yüz kişinin otelin önünde toplanarak karanfil ve türkülerle acılarını paylaşmalarına ve o meşum günü hatırlatmalarına mani olamazsınız!
Siz ki cumhuriyet tarihinin en insafsız ayaklanmalarından birinin temelinde yatan bu ortaçağ zihniyetine göz yumdunuz, siz ki bu katliamın ardından adil bir hukuk süreci işletmediniz, sadece kalabalıktan göstermelik olarak topladığınız sanıkları yargıya taşıdınız, elebaşlarının örgüt liderlerinin peşine düşmediniz, siz ki aranan firari sanıkların T. C. Sınırları içinde evlenmesine, askerlik yapmasına, ehliyet almasına olanak sağladınız, siz ki bir insanlık suçunu zaman aşımı ile yüzyüze bırakacak altyapıyı sağladınız, siz ki 18 yıldır eyleme geçen cehalet ile savaşmadınız, Sivas katliamının ardında kalan karanlıkları aydınlatmadınız! Öyleyse bugün bu insanların senede sadece bir gün -o da kendi başlarına geldiği için- toplanmalarını yasaklayamazsınız. O günü tekrar yaşamak bile ne kadar ağırdır bilir misiniz?
Sizin hiç babanız yandı mı? Hiç evladınız öldü mü? Siz kimi o otelden uzak tuttuğunuzun farkında mısınız? Oradan uzak tutamadıklarınızı adaletten uzak tutmayı pekâla biliyorsunuz.
Sivasta deprem ya da sel gibi bir doğal bir afet yaşanmadı. Orada gözü dönmüş bir kalabalık insanları öldürdü. "Olaya insan merkezli baktığımız için hiçbir ayrım yapılmadı" diyemezsiniz. Orada insanlar tesadüfen ölmedi. Onları öldürmeye kalkanla öleni bir arada anamazsınız. Madımak binasının yerine talep ettiğimiz utanç müzesini kurmaktan özenle kaçınıp sözde bilim ve kültür merkezi kurmanız kabul edilemezken orada -hele bizlerin izni olmadan- kayıplarımızın isimlerini kullanamazsınız. Saldırganla mağdurun adını birlikte yazmak şuursuzluk ya da aymazlık değildir. Bu bilinçli yapılmış bir tercihtir. Meydan okumadır, gözdağı vermektir, kudret gösterisidir, vicdansızlıktır, hakarettir, saygısızlıktır. Derhal ama derhal babam Metin Altıokun adının oradan kaldırılmasını talep ediyorum. 18 yıldır duygusal sebeplerle Sivasa adım atmadım. Sadece bir utanç müzesi ya da bir insanlık anıtı yapılırsa gideceğimi söyledim. Şimdi gerekirse oraya gider o plaketi sökerim. Beni buna mecbur etmeyin. Bir zahmet siz kaldırın. Hemen!
Siz basın mensupları, köşe yazarları sizin Sivas katliamının anılmasına itirazınız olamaz. Sizlerin toplumsal sorumluğu var. Ülkemizde çok gerilerde olan eğitim sisteminin gelecek kuşaklara aktarmakta yetersiz kaldığı noktada yakın tarihimizin karanlık olaylarını tekrar tekrar hatırlatmalısınız. Kapkaranlık tablonun açmazlarının üzerine gitmeli, gerekli yasal süreçlerin doğru işlemesi ve adaletin yerini bulması için baskı oluşturmak zorundasınız. Sivas 93 anılacak, hatırlanacak ki orada susturulan aydın insanların sesi gelecek kuşaklara ulaşabilsin. Bu ülke geçmişiyle doğru anlamda yüzleşebilsin, alınacak dersler alınsın.
Lütfen Sivasta yaşanan vahşeti yazın, hatırlatın. Dava sürecinin önemli kırılma noktalarını takip edin, aktarın. Örgütsüz olduklarını söyleyerek ceza indirimi alanların örgütlü suçlara tanınan haktan yararlanmak için başvurmalarındaki çelişkiyi, Kaçakların iade istemlerinin Avrupa ülkelerinden doğru taleplerle yapılmayışının takipçisi olun, insanlık suçlarının zaman aşımına uğramasına direnin. Dünyada kabul görmüş uygulamalara emsal teşkil eden kararlara yer verin. Sivas katliamı sanıklarının avukatlarından kaçının milletvekili olduğunun bilançosuna dikkat çekin. Neden mağdur avukatlarının böylesi kariyer patlamaları yapmadıklarını düşündürün. Ve son olarak lütfen her yıl sadece 2 temmuzdan bir gün önce arayıp duygularımızı sormayın. Bizim duygularımızı tahmin etmek hiç zor değil. Etkili haber için gözyaşlarımızın, acılarımızın peşinde koşmayın, gerçekleri yazın yalnızlığımızı, çaresizliğimizi yazın. Dile kolay 18 yıllık süreci yazın, yanımızda olun ki bir şeyleri değiştirebilelim. Sizin bizim duygularımıza değil bizim sizlerin ve toplumun duygularına ihtiyacı var. Bunu unutmayın!
bir sivaslı olarak hatırlatmaktan bıkmadığım zulümdür sivas katliamı.unutulmamalıdır, unutturulmamalıdır.
not= bu entryi girmek için alevi olmam gerekmiyordu.alevi değilim ama yapılan zulme hoşgörüyle yaklaşıcak da değilim.mesaj atmadan önce bi düşünün allasen.
okudukça iç parçalayan haykırışdır. nasıl bir zihniyettir ki devlet 8 saatte vatandaşlarını kurtaramasın? kana susamış o kadar köpek bekleşirken devlet sakince köşesine sinip izlesin? bizim canımıza canlarımız yanarken bu kadar adaletsiz insafsız olabilirler?
yıllardır katiller bulunamadı, ehliyet sahibi oldular, evlendiler, askere gittiler ama bulunamadılar! yargılanamadılar! devlet dairelerinde önemli pozisyonlara geldiler belki.. ama yine de bulunamadılar!
iktidara hakaret etmeyi bırak eleştiri yapılmasına bile orantısız güç kullanan anında müdahale eden, yaka paça çekiştirip tartaklayan bir ülkede yaşıyorken bu sürünceme acı verici.... peki katilleri saklayan amcalar, sizin hiç evladınız yandı mı?
bilim ve kültür merkezi' ne dönüştürülen madımak oteli' inde öldürülen 33 canın isminin yer aldığı bir pano var. bu pano da mutlaka bu babanın ismi de vardır. buraya kadar herşey normal, olaya kendi deyimiyle, ''ayrım yapmayan, insan odaklı bakan'' sivas valisi ali kolat, bu panoya iki isim daha koymuştur ki akıllara zarar.
dönemin iktidarı olan shp ve dypli bakanlara sorulması gereken soru. bu arada dönemin valisi emniyet müdürü vs onlara da sorulabilir, şehirin göbeğinde toplanan bir halkı dağıtmayıp otelin yanmasını bekleyen o dönem kim yetkiliyse hepsine sorulabilir ama o dönem iktidarın hiç bir yerinde olmayan ak partili şahıslara sorulamaz.