Yüksek mevkide tanıdığı olan insan karizmasıdır bu.
Sizin saygıdan ya da mesafeden sizli bizli olduğunuz birine abi der, Ayşe hanım dediğinize ayşe'cim der.
- ya canım, ben bunun okullu hallerini bilirim, sümüklüydü bu ilkokulda.
Mesajını vermeye çalışır.
Olur olmadık yerde o insanla olan samimiyetine getirir konuyu.
- aa sen bizim ayşe'yi mi diyorsun? hanım deyince çıkaramadım.
Ehüehü.
Neyse, ittirdim kaktırdım ama başlığı tam sınırda sığdırdım.
Alper'in koyduğu saçma sapan karakter sınırı işte. Ay Alper ya. He sen zall mı diyorsun?
hehe. bunun akademideki versiyonu isim soy isim ile hitap etmektir.
mesela, şahsen tanımadığınız ama eserleriye iyi tanınan kişilerden bahsederken isim ve soy isim kombinasyonunu kullanırsınız. ama bu kişileri kişisel yaşamında da tanıyanlar sadece isimle çağırılar. hatta daha da ileri götürüp o kişi ile ilgili sadece onu tanıyan kişilerin bilebiyeceği bilgiler verirler. dedikoduya kaçar bu çoğu zaman. bizim hocalar çok yapıyor mesela.
örnek;
-"bizim orhan da bunu çok söyler..." (orhan pamuk)
elif şafak ile ilgili bir muhabbet dönerken:
-"elif oraya hayatında hiç gitmedi" (elif şafak)
hocam ilber ortaylı bla bla bla demiş?
"mülkiye'de benden bir sınıf alttadır. ilber'in o konuda söyledikleri doğru değildir" (ilber ortaylı)
emre kongar bla bla bla.
-"emre çok konuşur" (emre kongar)
-"bu sırrı çok matrak adamdır he" (sırrı süreyya).
yalnız, bunun tersine de şahit oldum. bir hocam vardı, dersini aldığım. bir araştırma için eşi ile görüşmem gerekiyordu. hocadan randevu için aracılık yahıh yapamayacağını sordum. "ben xxx bey'e sorayım" dedi. bunu nikahlı eşi söyledi. neyse işte öyle şeyler.