8 Şubat 2008 tarihinde yayımlanan 32. Gün programında; başörtü özgürlüğü, hık demişiz karl marx'ın burnundan düşmüşüz, ha biz ha amerika'daki zenciler edaları altında kendilerini özgürlük melekleri gibi gösteren kitlenin rengini ister istemez belli ederken sarfettiği söz öbeği.
derhal kanal d tarafından mikrofondaki ses kesilmiş, program darma dağan olmuştur.
çok ciddiye alınmaması gereken söz. aynı kişi konuşurken gaza gelip, üniversitelerde çok baskı gördük, 13-14 yaşındaki kızlarımız zulüm gördü demiştir. 13-14 yaşında hangi üniversitede nerede zulüm görmüş çok merak etmiştim.
edit: o kadar eksi oyu anlamadım, sen daha ciddiye alma geliyor şeriat manasında mı? yoksa ne diyorsun sen bizim adamımızla dalga mı geçiyorsun anlamında mı? *
şu an ceviz kabuğu programında konuşan maznumder derneği eski başkanının istemiş olduğu şey tam olarak bu dur çoklu bir mahkeme talebi vardır ancak müslüman , hıristiyan, laik ve ataistlerin yaşadığı bir sorun olduğunda nasıl bir mahkemenin hüküm vereceği sorusuna cevap verememiştir. özgürlük olarak niteledikleri şey sadece fakir edebiyetıdır. savundukları bu düşünceleri tamamen duygu istismarıdır. 2008 yılına yakışmayan bu istek ve yorumlar beni tam olarak yıkmıştır. bırakalım ilerlemeyi gerilememek için savaş verir hale geldik. bunun suçluları bu yaşanan kaosun hesabını muhakkak verecektir.
gördük ki tek istedikleri özgürlük degilmis diye düsündüren cümle.
edit: birde anlamam eger türkiye cumhuriyetini atatürkün düsüncelerine saygi duymuyorsaniz seriat istiyorsaniz neden burdasiniz?
Gidin seriat olan bir ülkeye neyinize yariyor bir ülkeyi daha seriata sürüklemek?
hic bir seriat olan ülkede yasadiniz mi hadi gidin iran'da kadin olarak biz özgürlük istiyoruz diyin!
yaa kemalist degilim diyen bir kizimiz vardi, sen konustugun dile, orda konusabilme hakkina o sevmedigin adamdan aldin simdi her tarafda özgürlügümüzü istiyoruz diye ortada geziyorsunuz ama bunu kime borclusunuz tabi kide mustafa kemal atatürke.
ister istemez siz kimsiniz lan diye sormak sebebidir bu itham.
bu kadar aydın insanın, hakimin, askerin, vatanseverin yanında siz kimsiniz?
koskoca devletin yanında, siz kimsiniz?
siz kim oluyorsunuz da bu cümleyi kurabiliyorsunuz? neyinize güveniyorsunuz? bu ülkeyi sadece iktidarın mı yönettiğini sanıyorsunuz. ben hiç sanmıyorum. adnan menderes ve turgut özal'ı asla unutmayın.
birgün yerden kemik toplarsak çıkarız mahkemeye. ama o gün hepimiz ölmüş oluruz.
işin türbanda kalmayacağını şeriat düzenini isteyenler için bunun bir başlangıç olduğunu gösteren cümle. şimdilik ciddiye alınmaması gerekir ama akp yönetiminin icraatları türkiye'yi bu örümcek kafalıların istediği noktaya sürüklüyor.
türkiye'nin ne kadar renkli bir ülke olduğunu gösteren cümle.
kimisi var olmayan mahkemede tanrı adına* ceza keser, ona karşı çıkanlar da özgürlüğe ve kardeşliğe sahip çıkmaktan bahsedeceği yerde adnan menderes ve turgut özal cinayetlerine** sahip çıkar.
niyetlerin bu kadar açık bir şekilde söylenebicek hale geldiğini, getirildiğini gördüğümüz acı cümle. insan aklını kaçıracak gibi oluyor, kendisine sormadan edemiyor " bu insanlar uyanmak için daha ne bekliyor, neye güvenerek bu kadar iyimser olabiliyor? " diye. ama inanamıyor, sıyırıcak gibi oluyor, anlayamıyor. bu duyarsızlığa ve rahatlığa anlam veremiyor. daha önce yanı başımızda gerçekleşmiş bir olay nasıl unutuluyor, bundan yıllar önce açık açık söylenen amaçlar nasıl unutuluyor?
artık gaza gelmiş, içlerindeki nefreti dökmeye başlamışlardır. ama benim uyayan ve büyük çoğunluğu bunlara oy veren yüzde 47 içindeki laik ve cumhuriyetçi halkım tehlikenin asla farkında değildir. sözlükteki çağdaş, pırıl pırıl okumuş gençler bile tehlikenin farkında değilken benim kasabadaki, köydeki dinini sadece allaha inançı için yerine getiren ve bunlarıda böyle zanneden cahil teyzem, amcam ne büyük bir tehlike içinde olduğumuzun nasıl farkına varsın. 32 gün ibret için seyredilmeliydi. şımarmış şeriatçıların hadlerini aşan cüretleri ibretle izlenmeliydi. şimdi şeriat mahkemelerine tepki duyuyoruz, yarın kemalistleri kör bıçakla kesmeyi ağızlarına alacak kadar yoldan çıkacak bunlar ve ülkede kan gövdeyi götürecek ve herşey için çok geç olacak. tablo korkunç değil mi ama malesef gerçek. özgürlük, demokrasi diye kandırıyorlar bizi, bu ülke de hangimiz dinimizi yerine getiremiyoruz neden çağdaş, laik cumhuriyetçi bir müslüman ülke olmamzı kaldıramıyorlar sizce? ya da nefret ettikleri atatürk'ün mezarına kaç sene daha içleri kanaya kanaya gidip orada poz vermek, deftere birşey yazmak zorunda kalacaklar zannediyorsunuz. adamlar yukarıda nasıl kadrolaştırlar farkında bile değiliz ya da farkındayız da, uyuyoruz.
kendinden gecmis buram buram provakasyon kokan bir aciklama ya da ne dedigini bilmeyen bir insanin hezeyani. ne diye uzerine gidilir anlamiyorum. acikcasi hangi tehlikenin icindeyiz onu da merak ediyorum. hep sanal korkularla yasadik. sag-sol, turk-kurt, alevi-sunni simdi de laik-seriatci kavgasi. olayin menemen hadisesiyle alakasi mevzu bahis midir tarihcilere birakmak lazim. menemen olayindaki hapci elemanin seriatci ayagina yattiginicartik herkes biliyor olmali. simdi onumuzde ne gibi provakasyonlar olacak hakikaten merak ediyorum. beyazitta basi acik bayanlara saldiran provakatorler de cikabilir. itidalli davranmak lazim su gunlerde, zira mevize hassas.
- sizi seriat mahkemelerinde yargilayacagiz.
- efendim hüsnü?
- dedim ya yargılayacağız.
- ulan siz kimsiniz biz kimiz ?
- biz allah'ız, siz de kafirlersiniz.
- siktir git bir çay koy hüsnü.