Şu tembellik ve uyuşukluk, önemli işleri son güne bırakmak, zaman yönetimini iyi yapamamak gibi birçok neden benden kaynaklı. Elbette aile ve kimi dış faktörler de etkilidir ama bizi genelde biz bitiriyoruz da suçu hep başkalarına atıyoruz. sırf kendimizi kurban rolüne bürüyerek içimizi rahatlatmak için, evet.
Mental anlamda herşey denebilir. Maddi açıdan sevgili büyük hilmi'nin ütopyasında ki "zepzengin" aşamasına yaklaşmaya çalışan bir kimseyim lakin huzurlu bir hayatım yok.
Annem. Bir keresinde düşünmeden ettiği laf öyle yaraladı ki; bir hafta nereye bastığımı bilemedim, cunul gezdim. Hatasını anlayıp özürler diledi. Üzülme, yok bir şey falan filan, diye geçiştirdim; ama testi çatlamıştı bi' kere. Dünyada tartışmasız, eşim dahil, en sevdiğim insandır. Söylediği söz aslında kırıcı değildi; fakat beklemediğin birinin attığı gül bile incitir insanı.
35 yaşından sonra ' ulan ben bu gençliğimi yaşayamadım' deyip hayata intikam duygusu ile bakarak saldırmak. peşinen söyleyeyim hayattan intikam alınmazmış gençler, sadece yaşanırmış. carpe diem meselesi yani yaşa ve geç
ibre 40 vurduğu anda intikam hissi ile beraber kazdığınız tünel sizi bombok bir yere çıkarıyormuş.
Ğılışdar, islam istismarcıları ve belediye. Olmaz olsunlar.
Ama Allah'ın izni ve inayetiyle sağlık çalışanlarımızın ve ailemin destekleri ile bitmekten kurtulmuşum. Var olsunlar.