Rize’de palovit şelalesi var. Yeşillikler içinde gürül gürül akan bir dere üzerinde de şelale. Görünce Allahım dedim burası böyle güzelse cennet nasıl güzeldir. Herkesin cenneti kendi kalbi gibi keza cehennem de öyle. Hatta cehennemde ateş yok derler dünyada yaptığın kötülükleri götürürsün.
Sote yerde kimsesizken 2 kadeh çay içilecek bir yeri vardır umarım. Girebileceğimden değil de, hani girecek olsam, başımda 40 tane huri istemem, alayı bacımız ha bacımız, cennet rıhtımında bütün huriler havagazı.
Ben cennette istemem bilmem kaç kat makam zaten. Yüksekten korkuyorum üstelik. Hani anam babam abim, olsaydı keşke bacım, amcamı göreyim dedemi filan babaannemi, belki biraz müslüm gürses, Sadri alışık, sokrates.
Girmek için damlı değil, sevaplı olmak lazımmış, bizde sevap ne gezer, hep ateş, hep keder.
yaşadığınız sürece dertlere,zulmedenlere,sömürüye ve haksızlığa tahammül edip sesinizi çıkarmamanız durumunda ödül olarak gideceğinize inandırıldığınız ütopik yer.
Bence cennet bir yerden ziyade daha çok duygu/his diye düşünüyorum. Mesela bizim oluşumumuza baktığında dna mız bir kapsulün içerisinde (sperm) dünyada varolabilmemiz için bizi anne rahmine taşıyan bir araç. Bizim ruhumuzda böyle bir araç diye düşünüyorum iyiysen içine mutluluk, tat, zevk gibi hisler var, kötüysen içinde evlat acısı gibi insana acı veren hisler yükleniyor ve buna cehennem diyorum. Çıplak insanların dolaştığı sağda solda gurup huriyelerle dürtüşen bir yer olduğunu kesinlikle düşünmüyorum.
Her insanın kendine ait bir cennetinin olacağını düşünüyorum, tabi eğer öyle bir yer varsa.
Kimi insan rock yıldızı olmak, kimisi peygamberler ve dünya tarihine yön veren insanlarla oturup kalmak, kimisi sadece çiftçilik yapmak, kimisi başarılı bir yazar olmak, kimisi bu dünyada evlenemediği ile “cennette” evli olup, mutlu bir aile ister.
Hepimizin kendi cennetinde annemiz, babamız, tanıdıklarımız aslında birer klon olabilir, o insanlar da kendine ait cennetlerinde yaşabilirler bizim cennetimizde figüranken.
Kim bilir belki şu an yaşadığımız dünya hiç bilmediğimiz bir insanın cenneti bile olabilir.
Daha ilginci birinin cennetindeki deneyler bütünü bile olabiliriz. Nerden bilebilirizki belki bizim tanrı diyebildiğimiz varlık, asıl tanrının kullarından biri ve kendi cennetinde asıl yaradandan bunu istedi.
Biz nasıl bilgisayarda kendi evrenimizi kurabiliyorsak, bir başkasının bilgisayarındaki simülasyon da olabiliriz.
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!
-ALi iMRAN SURESi 133.AYET
Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. ince ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar.-DUHAN SURESi 51. 52. 53.AYETLER
Takvâ sahiplerine vâdolunan cennetin özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. işte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir.
-RAD SURESi 35.AYET
Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil Allah: Ben iyi kullarım için hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insanın kalbinden geçmeyen şeyler hazırladım, buyurdu." Allah'ın kitabında bunu tasdik eden delil şu ayettir: Artık yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne sevinçler saklandığını hiç kimse bilemez.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5050
insanoğlu ölümün nihai son olmasından o kadar korkmuş ve rahatsız olmuş ki sonsuza dek mutlu yaşayacağı bir yer inşa etmiş hayalinde. işte cennet böyle bir yer.
